Dolaşım Sistemi Anatomisi PDF

Summary

Bu belge, insan dolaşım sistemi anatomisi konusunda ayrıntılı bilgiler sunmaktadır. Kalp, arterler, venler ve lenfatik sistem gibi temel bileşenleri ve fonksiyonlarını açıklamaktadır.

Full Transcript

DOLAŞIM SİSTEMİ ANATOMİSİ Dolaşım sistemi (Systema circulatorium) içinde kan ve lenfa gibi sıvıların dolaştığı, kanallar (Damarlar) ile merkezi pompa organı olan kalpten oluşur. İnsanlar ve diğer omurgalılarda damar sistemi, taşıdığı sıvının karakterine göre iki gurupta ele alınır. Bu iki grup,...

DOLAŞIM SİSTEMİ ANATOMİSİ Dolaşım sistemi (Systema circulatorium) içinde kan ve lenfa gibi sıvıların dolaştığı, kanallar (Damarlar) ile merkezi pompa organı olan kalpten oluşur. İnsanlar ve diğer omurgalılarda damar sistemi, taşıdığı sıvının karakterine göre iki gurupta ele alınır. Bu iki grup, dolaşım sisteminin alt sistemleri olarak ayrı ayrı adlandırılır. A) İçinde kan (Haema) taşıyan damarlar ile kanın dolaşımını sağlayan kalp (Cor), kapalı bir sistem olup systema cardiovasculare (Kalp damar sistemi) olarak adlandırılır. B) İçinde lenf (Lympha) taşıyan damarlar ile lenf düğümleri (Lymphono dus), dolaşım sisteminin ikinci alt sistemi olan systema lymphaticum (Lenfatik sistem) oluştururlar. I.KARDİOVASKULER SİSTEM (Systema cardiovasculare): Kardiovaskuler sistem, kalp ve kan damarlarından oluşur. l.KALP (Cor) : Dolaşım sisteminin merkezi organı olan kalp içi boşluklu, muskuler bir yapıda olup, bir emme-basma tulumba gibi çalışarak damarlardaki kanın hareketini sağlar. Kalp, göğüs boşluğu içinde, alt mediastinum orta bölümünde, iki akciğer arasında perikard (Pericardium) adı verilen torbanın içinde yer alır. Tepesi (apex) aşağıda, tabanı(basis) yukarıda, hafif basılmış bir koni şeklinde olan kalp oblik olarak durur. Kitlesinin 2/3 ü orta hattın solunda. 1/3'ü orta hattın sağında yer alır. Kalbin, erişkin bir erkekteki uzunluğu 12 cm, genişliği 9 cm, kalınlığı (ön-arka çapı) 6 cm, ağırlığı 300 gr kadardır. Erişkin bir kadında, boyutlar yarımşar cm kadar daha küçük, ağırlık ise 250 gr.dır. Kalbin Temel Anatomisi Kalp sağ ve sol olmak üzere ikiye ayrılır. Kalbin sağ ve sol tarafını birbirinden ayıran kas duvarına interventriküler septum adı verilir. Kalpte atrium (kulakçık) ve ventrikül (karıncık) denilen boşluklar bulunur. Kalpteki kan atriumdan ventriküllere doğru gider. Buradan da arterlere pompalanır. 3 Kalpte, hareket eden kanın geri dönüşünü engellemek için kapakçıklar bulunur. Atriumlar ile ventriküller arasındaki kapakçıklara atrioventriküler kapak denir. S a ğ atriumu s a ğ ventriküle bağlayan atrioventriküler k a p ak ç ı ğ a triküspit kapaktır. Sol atriumu sol ventriküle bağlayan atrioventriküler k a p ağa ise biküspit (mitral) kapak denir. Ventriküller ile arterler arasındaki kapakçıklara ise semilüner kapak denir. 4 Pulmoner arterle sağ ventrikül arasında pulmoner semilüner kapaktır. Aort ile sol ventrikül arasında ise aortik semilüner kapak bulunur. 5 Pulmoner ve Sistemik Dolaşım Kalbin sağ ventrikülü O2 miktarıaz,CO₂miktarı fazlaolankanı akciğerlerepompalar. Bu kanın O₂ miktarı akciğerlerde normale döner ve önce kalbin sol atrium bölümüne, sonra da tüm vücuda pompalanmak üzere sol ventriküle gelir. Buna pulmoner (küçük) dolaşım denir. 6 Kalbe geri dönen O₂’li kan sol atriumdan sol ventriküle, buradan da aort yoluyla tüm vücuda pompalanır. Dokularda O₂ enerji olarak kullanılırken CO₂ üretilir, CO₂ miktarı yüksek olan kan venöz dönüşle vena kava yoluyla sağ atriuma geri döner. Bu dolaşıma ise sistemik (büyük) dolaşım denir. Aort, sol ventrikülden çıkan ve tüm vücuda O₂’li kanı taşıyan en büyük atardamardır. 7 Miyokardiyum, kalbin kasılmasından ve kanın kalpten çıkışından sorumludur. Miyokardiyum ihtiyacı olan O₂’li kanı koroner arterlerden alır. Sağ ve sol koroner arterler tarafından, kalp kasının kendisine sağlanan bu dolaşıma koroner dolaşım denir. 8 Koroner arterler aorttan çıkarlar ve kalbi çevrelerler. Kalp çevresinde bunlara paralel olarak koroner venler de bulunur. Bu venler kullanılan kanı alıp vena kavaya boşaltırlar. 9 Kalbin Yapısı Epikard: Dış tabaka olup, kalbi saran seröz torbanın visseral yaprağından ibarettir. Miyokard: Orta tabaka olup özel kalp kasından yapılıdır. İstem dışı çalışan kalp kası spontan-ritmik kasılma ve impuls üretme-iletme yeteneklerine sahiptir Endokard: İç tabaka olup, kalp boşluklarının içi ile tüm kalp kapakçıklarını sarar. Kalbin Uyarılması Kalp bağımsız bir kasılma ritmine sahiptir. Kalbe bağlı tüm sinirler zarar görse bile kalp kasılmaya devam eder. Kalp üzerinde bu otoritmi sağlayan bazı önemli noktalar vardır. 11 Bunlar; Sinoatrial (SA) düğüm (70-80 atım/dk), Atrioventriküler (AV) düğüm (40-60 atım/dk), His demeti, sağ ve sol dalları (20-40 atım/dk), Purkinje lifleri (25-40 atım/dk), 12 Kalbin Uyarılması Sinir uyarısı SA düğümden atria boyunca dağılır ve atrium kasılarak içindeki kanı ventriküllere boşaltır. Sonra, atriumdaki bu uyarı atrium ile ventriküllerin birleştiği yerde bulunan atrioventriküler düğümü (AV) harekete geçirir. Uyarı AV düğümünün bir uzantısı olan his demeti yoluyla ventriküllere gider. His demeti ventriküllerin duvarlarına purkinje lifleri olarak yayılır ve purkinje sistemini oluşturur. 13 Böylece uyarılar ventriküler miyokardiyumun tamamına ulaşır ve ventriküller kasılmayı sağlar. Bu kasılma sayesinde ventriküllerdeki kan arterlere ve dolayısıyla tüm vücuda pompalanır. Kan Damarları Kan damarları, kalpten pompalanan kanı perifere, periferdeki kanı tekrar kalbe taşıyan kapalı bir boru sistemi (Systema vasculare) olup arterler, arterioller, kapillerler, venüller ve venalar'ı içerir. Kan damarları, kapillerler hariç bağ doku, düz kaslar ve endotel tabakası olmak üzere üç katmanlı bir duvar yapısına sahiptir. Bu tabakalardan en kalını orta katman olup düz kas liflerinden yapılıdır. İç tabaka yassı epitel-endotel hücrelerinden, dış tabaka, duvarı besleyen küçük damarlar lenfatikler ve sinirleri destekleyen bir bağ dokusundan yapılıdır. Kalpten çıkan damarlar, arteria ( Atardamar. A.) olarak adlandırılır. Arterler a.pulmonalis' hariç oksijenden zengin kan taşırlar. Arterler, büyük çapl…..>orta……> küçük çaplı arterler…… > arterioller hiyerarşisi ile kapillerlere ulaşır. Kapillerler, hücrelerarası sıvı ile kan arasındaki değişimi gerçekleştiren ince duvarlı, çok ince damarlardır. Kapillerlerin venöz ucundan, en ince toplardamarlar olan venüller başlar. Venalar (Toplardamarlar.V.) kapiller düzeyden aldıklan kanı kalbe götüren damarlardır. Venalar, venüller, küçük-orta-büyük çaplı venler şeklindeki hiyerarşik bir gidişle kalbe ulaşırlar. Toplardamarlar, atardamarlardan daha ince duvarlı olup, bazı yerlerinde lümene bakan kapakçıklar (Valvula venosa) a sahiptir. Valvula venosa’lar tek yönlü kan akışına olanak verirler. Atardamarlar Aorta; Sol ventriküldeki oksijenize kanı tüm vücuda dağıtacak olan "arter magistralleri'nin ana kaynağı olan aortanın farklı embriyonal kaynaklardan oluşan üç bölümü vardır. Aorta ascendens (Yükselen aorta): Aorta’nın sol ventrikülün üst bölü­münden çıkan ilk bölümü olup 5-6 cm uzunluktadır. Koroner arterler bu bölümden çıkar. Arcus aortae (Aorta kavsi) : Aorta ascendens'in devamı olup kavisli bir bölümdür. Arcus aortae'den çıkan arterler baş-boyun ve üst tarafı kanlandırır. Arcus aortae’dan sağdan sola doğru şu dallar çıkar : 1. Truncus brachiocephalicus (TB) A.subclavia dextra (SD) A.carotis communis dextra (CCD) 2. A.carotis communis sinistra (CCS) 3. A.subclavia sinistra (SS) Aorta descendens (İnen aorta): Arcus aortae, T4 hizasında aorta descendens ile devam eder. Aorta descendens'in, geçtiği gövde bölümlerine göre; pars thoracica (Aorta thoracica) ve pars abdominalis (Aorta abdominalis) olmak üzere iki alt bölümü vardır. Aorta abdominalis'in ikiye ayrılması ile oluşan arterler pelvis ve alt tarafın kanlanmasını sağlarlar. BAŞ ve BOYUNUN ARTERYEL KANLANMASI Baş ve boyunun kanlanması karotis magistrali ile sağlanır. Karotis magistrali'nin başlangıcı a.carotis communis olup, sağda truncus brachiocepha­- licus, solda direkt olarak arcus aortae'den çıkar. Boyunda-vagina karotica içinde hiç bir dal vermeden ilerleyen a.carotis communis tiroid kıkırdağının üst kenar hizasında ( C 4 düzeyi) a.carotis externa ve a.carotis interna olarak iki uç dalına ayrılır. Bu ayrılma yerinde, sinus câroticus olarak adlandırılan bir genişleme ortaya çıkar. A.carotis externa (Dış karotis arteri) : Dış karotis arteri, boyun ile başın kafatası dışında kalan yapılarını kanlandıran 9 dal verir. Bu dallar, ön, orta, arka grup dallar olarak üç grupta ele alınır. ÖN GRUP DALLAR: 1. A.thyroidea superior (Üst tiroid arteri) 2. A.lingualis (Dil arteri): 3. A.facialis (Yüz arteri) ARKA GRUP DALLARI: 1 A.occipitalis (Oksipital arter) 2.A.auricularis posterior (Kulak arkası arteri) 3.A.stemocleidomastoidea (Sternokloid arter): ORTA GRUP DALLARI: 4. A.pharyngea ascendens (Yutakyanı arteri) 5. A.temporalis superficialis (Şakak yüzeyel A.carotis interna (İç karotis arteri): Dördüncü boyun omuru (C 4) hizasında a.carotis communis'ten ayrılan iç karotis arteri, boyunda hiçbir dal vermeden canalis caroticus tan geçerek kafa boşluğuna girer. Kafa boşluğunda birçok küçük dallar yanında a.cerebri media ve a.cerebri anterior uç dallarını verir. A.cerebri anterior ve media. a.subclavia'ların dalları olan a.vertebralis'lerden oluşan a.basilaris'in iki dalı [A.cerebri posterior dext.et sinistra) ile birleşerek, beyin kanlanmasında büyük öneme sahip olan Willis poligonu (Circulus arteriosus cerebri)'mı oluştururlar. ÜSTTARAFIN ARTERYEL KANLANMASI Üsttarafın kanlanması subclavia magistrali ile sağlanır. Magistiralin baş­langıcı a.subclavia olup, sağda truncus brachiocephalicus, solda arcus aortae' den çıkar. A.subclavia, claviculanın dışkenarından sonra a.axillaris ile uzanır. A.brachialis(Kolatardamarı): a. A.radialis (Radial arter) : b. A.ulnaris (Ulnar arter): GÖĞÜSÜN ARTERYEL KANLANMASI Arcus aortae T4 hizasında aorta descendens olarak uzanır. Aorta descendens'in pars thoracica (Aorta thoracica) ve pars abdominalis (Aorta abdominalis) olarak iki bölümü vardır. Göğüsün arteryel kanlanması, başta aorta thoracica olmak üzere a.subclavia ve a.axillaris'ten çıkan bazı dallar (A.thoracica interna,a.thoracica lateralis vb.) ile sağlanır. KARIN ORGANLARI ve KARIN DUVARININ ARTERYEL KANLANMASI Karın organları ve karın duvarının büyük bir bölümünün arteryel kanlanması, aorta descendens'in ikinci bölümü olan aorta abdominalis'ten çıkan arterlerle sağlanır. Aorta abdominalis, aorta descendens'in hiatus aorticus’tan (diaphragma’daki açıklık) sonraki devamı olup L4 hizasında a.iliaca communis dexter et sinister olarak adlandırılan iki uç dala ayrılır. Pelvisin arteryal kanlanmasıda a.iliaca interna’nın dalları ile sağlanmaktadır. A.İLİACA EKSTERNA MAGİSTRALİ ve ALTTARAFIN ARTERYEL KANLANMASI Sacroiliac eklem hizasında a.iliaca communis'ten ayrılan a.iliaca externa. lig.inguinale hizasında a.femoralis olarak devam eder. Alttarafın kanlanmasını sağlayan bu damar sistemine İliaca ekstema magistrali denir. A.poplitea a. a.tibialis anterior b. a.tibialis posterior TOPLARDAMARLAR (Venae) Vücudumuzun değişik bölüm ve organ kapillerlerinden aldıkları kanı kalbe taşıyan damarlara toplardamar denir. Kan dolaşımının hem pulmoner, hem de sistemik bölümlerinde toplardamarlar vardır. Prensip olarak, besinle yüklü ve oksijenden fakir (deoksijenize) kan taşıyan Vena'lar, Kapillerler venüller'den itibaren kademeli olarak birleşip (Konvergens prensibi) küçük – orta-büyük çaplı venaların oluşumunu sağlarlar. Vena'ların duvarları arterlere göre daha ince olmakla beraber, arterlerde olduğu gibi üç katmanlı bir duvar yapısına sahiptir. Vena'ların duvarları arterlere göre daha ince olmakla beraber, arterlerde olduğu gibi üç katmanlı bir duvar yapısına sahiptir. Venöz kan akımının ortalama hızı arteryel kana göre daha azdır. 2mm çapından daha büyük olan birçok vena, kan iletiminde yer çekimi gücüne karşı koyan ve kanın geri dönüşünü engelleyen kapakçıklara (valvula venosa) sahiptir. Vena'lar, oluşum ve gidişleri itibariyle ikiye ayrılırlar. Deri altında yüzeyel fasya içinde bulunan venalara v. superficialis (yüzeyel vena) derin fasyanın altında çoğunluğu damar-sinir paketlerinde yer alan venalara da v. profunda (derin vena) denir. Derin venler arterlere eşlik ettikleri halde, yüzeyel venlerin çoğu arterlere eşlik etmezler; yüzeyel sinirlerle beraber bulunurlar. Ekstremite derin venleri, 1 artere 2 vena prensibi ile seyrederler. Vena'lar arasında yaygın anastomozlar vardır. İki farklı ven truncus’un (örneğin, v. cava superior ve v. portae hepatis) dalları arasında gerçekleşen ağızlaşma sistemler arası birleşme, Bir sistemin (ömeğin v. cava sistemi) dalları arasında gerçekleşen ağızlaşmalara da sistem içi birleşme (ömeğin cava-cav anastomozlar) denir. Vücudumuzda v. cava superior, v. cava inferior, v. portae ve vv. pulmonales olmak üzere 4 venöz toplar vardır. , Bunlardan v. cava superior baş- boyun, göğüs ve üst tarafın, v. cava inferior, karın, pelvis ve alttarafın venöz kanını toplar V. portae sistemi, karın boşluğundaki sindirim organlarının ven kanını toplayarak indirekt şekilde v. cava inferior'a aktarır. Vv. pulmonalesler, oksijenize kanı akciğerlerden sol atrium'a ulaştırırlar (adları vena olmasına karşın arteryel kan taşımaktadır). Üst taraf ven kanının iki toplağı v.subclavia ve v.axillaristir. V.axillari; el sırtı toplar damarın ağının dış tarafından başlayan v.cephalica ve el sırtı toplar damarın ağının iç tarafından başlayan v.basilica olarak devam eder. V.cava inferior vücudun en geniş çaplı venidir. V. iliaca cominis dexter ve sinisterin birleşmesi ile oluşmuştur. V.iliaca cominis ise v.iliaca interna ve externaların birleşmesi ile oluşmuştur. V.iliaca interna pelvis ve dış genital organların ven kanının toplandığı bir toplardamardır V.iliaca externa ise alt taraf ven kanını toplar. V. Portae hepatis, karın içindeki tek organların ven kanını direne eden toplardamarların katılımı ile oluşur. Bu organlardan dalak hariç sinidirim sistemi ile ilgilidirler. Kapiller düzeyde başlayıp karaciğere girdiğinde tekrar kapiller düzeyde sonlandığı için ayrı bir sistem olarak değerlendirilmiştir. Dolaşımdaki kanın dağılımı Kanın – % 75 ven ve venüllerde – % 5 kapillerllerlede – % 20 si arter ve arteriyollerde %13 arterlerde % 7 arteriyollerde Bulunur. LENFATİK SİSTEM (Systema lymphoideum) Kardiovasküler sistem gibi sıvı transportu sağlayan diğer bir sistem lenfatik sistemdir. Genel dolaşımda arteriyel kapillerlerden hücrelerarası boşluğa sızan sıvı, doku ve hücreler arası ortamının oluşmasında rol oynar. Kan dolaşımına geri dönmeyen bu doku sıvısına lenf sıvısı (lympha) adı verilir, lenfatik sistem hücreler arası sıvıdan kana geçemeyen plazma proteinlerinin ve büyük moleküllerin sıvı taşınmasını sağlayan bir drenaj sistemidir. Lenf sıvısının da genel venöz dolaşıma katılması ve yenilenmesi gereklidir. Bu görevi de lenfatik sistem (Systema lymphoideum) üstlenmiştir. Lenfatik sistem; Hücrelerarası boşluktan başlayan lenf kapilleri, Lenf düğümleri Büyük lenf damarları Lenfoid organlar, dalak, thymus ve tonsillalardan oluşur. Lenfatik sistemin ana işlevleri; 1. Hücreler arası sıvı plazma proteinlerini venöz kana geri döndürmek ve böylece sıvı dengesini korumaktır. 2. Zararlı maddeleri ve mikroorganizmaların makrofajlar tarafından emilerek kana geçmelerini engellemek, 3. Lenfoid organlar tarafından lenfosit üretilerek vücudu hastalıklara karşı korumak, 4. Bağırsaktan yağ asitleri, glukoz ve bazı vitaminleri emerek kana taşımak, 5. Antikor oluşturulmasında rol oynamakdır. Lenfatik damarların en küçüğü, kan kapillerlerine paralel olarak uzanan lenf kapilleridir. Kör borucuklar şeklinde başlayıp, kendi aralarında ağlar oluşturan lenf kapilleri, kan kapillerlerinden farklı olarak proteinler ve büyük moleküllü partiküllerin geçişine olanak sağlayan bir duvar yapısına sahiptir. Lenf kapilleri içinde toplanan sıvıya lenfa denir. Merkezi sinir sistemi, göz küresi, iç kulak, epidermis, kıkırdak kemiklerde lenf kapillerleri bulunmaz. 1. Lenf kapillerindeki lenfa, lenf venleri olarak da adlandırılan daha büyükçe ve kalınca duvarlı lenf damarlarına (vas lymphaticum) akar. 2. Lenf damarları ise, vücudumuzun belli bölgelerinde yer alan lenf düğümlerine (nodus lymphaticus) ulaşır. 3. Esas olarak, bir filtre gibi fonksiyon gören lenf düğümleri, kendisine gelen lenfamadaki bakteri ve yabancı cisimleri tutar. 4. Lenf düğümlerinde temizlenen lenfa, götürücü lenf damarları (vas lymphaticum efferens) ile düğümden ayrılarak daha büyük lenf direnaj damarlarına (truncus lymphaticus –büyük lenf toplardamarı) akar. 5. Truncus lymphaticus’lar, lenfatik direnajın son aşama damarları olmayıp, bunlarda duc. thoracicus ve duc. lymphaticus dexter olmak üzere iki ana lenf toplar damarına akar. Duc. Thoracicus, alttaraflar, pelvis, karın, göğüsün sol yarısı, baş-boyunun sol yarısı ile sol üst taraf lenfasını toplar. Göğüsün ve baş-boyunun sağ yarımı ile sağ üst taraf lenfası duc. lymphaticus dexter’e akar. Lenfatik dokular, vücudun temel dokularından olmayıp, retiküler hücreler ve retiküler ağlardan kurulu bir çatı ile bunlar arasında çok büyük miktarda lenfosit içeren özel bir kanlanmaya sahip bir çeşit bağ dokudan oluşmuşlardır. Lenfatik dokulara tabi olan T lenfositler yıllarca yaşayan hücresel immüniteden sorumlu hücrelerdir. B lenfositler haftalarca yaşayan hümoral immüniteden sorumlu hücrelerdir. Vücudumuzda lenfatik doku şu organlarda yerleşmiştir: Lenf düğümleri, tonsillalar, dalak ve timus Lenf düğümleri: Lenf düğümleri, lenfatik damarlar boyunca bütün vücuda dağılmış, savunmamızda önemli rol oynayan 1-25 mm boyutlarında, kapsüllü, siferik veya böbrek şeklinde yapılardır. Tüm vücutta 500-1000 adet olan lenf düğümleri belli organ ve bölgelerde yoğunlaşmış olduklarından bölgesel lenf düğümleri (nodi lymphoidei regionales) terimleri kullanılır. Bu lenf düğümlerinden organlara yakın olanlar visseral, ekstremiteler ve vücut boşluklarının duvarlarında yer alanlara parietal lenf düğümleri denir. Her bir lenf düğümü, fibröz bir kapsül (capsula) ile sarılmıştır. Bu kapsül lenf düğümü içine bölmeler (trabecula) gönderir. Lenf düğümünün esas dokusu, retiküler bir ağ ile bunlar arasında yerleşmiş lenfositlerden (az miktarda plazma hücreleri ve makrofajlar da vardır) yapılardır. Lenf düğümün dışta korteks, içte medulla, ikisi arasında da parakorteks şeklinde organize olmuştur. Kortekste, lenf folikülleri (lymphonodulus), parakortekste T lenfositleri, medullada kordonlar oluşturmuş lenfoid doku bulunur. Bölgesel Lenf Düğümleri Alttaraf Pelvis Karın Göğüs Üsttaraf Baş-boyun lenf düğümleri olmak üzere altı ana başlık altında incelenir. Tonsillalar (Bademcikler) : Ağız ve burundan yutağa geçişte, mukoza altında bulunan lenf follikülleri çok gelişmiş olup mukozayı itmiş ve makroskopik olarak görünür hale gelmişlerdir. Bunlar tonsilla olarak adlandırılır. Tonsillalar lenfosit üretirler; bu lenfositler mukozayı geçerek ağız ve yutak boşluğuna geçerler. Yutak girişinde yer alan tonsilla pharyngealis (adenoidea), tonsilla tubaria, tonsilla palatina ve tonsilla lingualis'ten ibaret 6 bademcik kesintisiz bir savunma halkası oluştururlar. Dalak (Splen, Lien) : Büyük bol damarlı bir lenfatik organdır. Karın boşluğunun sol üst köşesinde ve diafragmanın altında bulunur. Vücudun en büyük lenfoid doku kitlesidir. Dalak yumuşak çok damarlı ve koyu kırmızı renktedir. Eritrositlerin (alyuvar) tahribi ve demirden yeni hemoglobinin hazırlanması ile görevlidir. Bunun yanında hasarlanmış fonksiyon dışı kalmış kan hücreleri ve trombositleri kandan filtre eder. Kandaki yabancı partiküller, bakteri ve virüsler dalakta immun cevabı başlatarak hücresel ve humoral immun cevapları ortaya çıkarır. Lenfanın immunolojik bir filtresi olarak görev yapan lenf düğümlerine benzer şekilde, dalakta kanın immunolojik filtresi gibi işlev yapar. Dalak önemli bir fagositik ve bağışıklık organıdır. Fibröz kapsülünün gönderdiği trabeküller ile bölünmüş olan dalak dokusu, beyaz ve kırmızı pulpa olarak adlandırılan iki tip lenfoid kitleden oluşur. Beyaz pulpa, lymphonodulus splenicus (Malpighi follikülleri); kırmızı pulpa ise lenfoid kordonlardan (Chorda splenica - Billroth kordonları) yapılıdır. Timus (Thymus): Timus, göğüs boşluğunun ön üst bölümünde yer alan lenfatik sistemin temel organıdır. Sağ-sol iki lob'dan ibaret olan timus'un boyutları yaş ile değişiklikler gösterir. Piramidal şekildeki timus lobları dıştan bir bağ doku kapsülü ile sarılmıştır. Kapsülden ayrılan bölmeler (trabecula) ile timus dokusu 1-2 mm boyutlu lobuslara ayrılır. , Herbir lobulus'un periferik bölümü yoğun küçük lenfositlerle doldurulmuştur. Bu alan corteks olarak adlandırılır. Lobulusların merkezi bölümleri (medulla) lenfositten fakir olup epitelioretikulositlerin oluşturduğu Hassal cisimcikleri'ni içerir. Timus, kemik iliğinde yapılıp kendisine gelen lenfositleri spesifik antijenle duyarlıyarak T lenfositler haline getirir. T lenfositleri yıllarca yaşayarak hücresel immüniteyi sağlarlar.

Use Quizgecko on...
Browser
Browser