Çocuğun Gelişim Aşamaları ve Değerlendirilmesi PDF
Document Details
Uploaded by SmilingCharoite
Biruni Üniversitesi
Doç.Dr.Mehmet Emrah Cangı
Tags
Summary
Bu belge, Biruni Üniversitesi'nde verilen "Çocuğun Gelişim Aşamaları ve Değerlendirilmesi" dersinin bir sunumudur. Sunum, ergenlik dönemi, fiziksel gelişim, sosyal-duygusal gelişim ve bilişsel gelişim konularını ele almaktadır.
Full Transcript
ERGENLİK DÖNEMİ DKTI57 Çocuğun Gelişim Aşamaları ve Değerlendirilmesi Doç.Dr.Mehmet Emrah CANGİ FİZİKSEL GELİŞİM Ergenlik (son çocukluk) dönemi 11-12 ile 17-18 yaşları arasını kapsar. Ergenlik döneminde fizyolojik ve hormonal değişiklikler kendini gösteri...
ERGENLİK DÖNEMİ DKTI57 Çocuğun Gelişim Aşamaları ve Değerlendirilmesi Doç.Dr.Mehmet Emrah CANGİ FİZİKSEL GELİŞİM Ergenlik (son çocukluk) dönemi 11-12 ile 17-18 yaşları arasını kapsar. Ergenlik döneminde fizyolojik ve hormonal değişiklikler kendini gösterir. Bazı kaynaklara göre bu, 21-23 yaşlara kadar sürer (psikososyal ergenlik). Baş: Baş çevresinde %5’lik bir büyüme olur ve yüz uzunlamasına büyür. Vücutta baş oransızlığı biraz daha azalmıştır. Boy ve Ağırlık: Yıllık boy artışı kızlarda 6-8 cm civarındadır. Adet kanamasının görülmesinden sonra büyüme hızı yavaşlar ve 18 yaşına kadar 5-6 cm uzar. [email protected] Erkeklerde boy uzaması kızlardan daha sonra başlar. 13-14 yaşlarında ortalama 7-8 cm’lik bir artış görülür. Boy uzaması 16 yaşından sonra yavaşlar ve 18 yaşına kadar 5 cm’lik bir uzama daha olur. Kızlar genelde 18 yaşına kadar uzadıkları halde erkeklerde boy uzaması yavaş dahi olsa 20 -22 yaşına kadar sürebilir. [email protected] Kızlarda ağırlık artışı en fazla cinsel olgunluğun ortaya çıktığı dönemlerde olur. Erkeklerde ise ağırlık artışı en fazla 16 yaş civarında görülür. Kızlarda ve erkeklerde yağlanma vücudun farklı bölgelerinde olur. Erinlik döneminde yağlanma nedeniyle kız ve erkek çocuklarda şişmanlık eğilimi görülür. Kızlar 11-12 yaşlarında boyca ve kiloca erkekleri geçerler. Ancak 16 yaşlarına varıldığında, durum yine eski haline döner ve erkekler kızlardan daha uzun ve ağır olurlar. Erinlik ve ergenlik evrelerinde kızlar yılda ortalama 5-10 kilogram, erkekler ise yılda ortalama 7,5-12 kilogram alırlar. [email protected] Vücut Özellikleri: Genellikle boy uzadıktan ve kilo artışı olduktan sonra kızlarda menstruasyon (adet kanaması) görülür. Kızlarda ergenlik dönemine girilmesinin belirtisi adet kanamasının görülmesidir. Erkeklerde ise kızlardaki gibi ergenlik döneminin başlamasının açık bir belirtisi bulunmaz. Vücutta kıllanmanın, cinsel organlarda büyüme ve sperm üretiminin başlaması, ergenlik çağına geçiş işaretleri olarak kabul edilir. İskelet sisteminde meydana gelen hızlı değişme, hızlı boy artışı, vücudun çeşitli organlarında meydana gelen değişme, ergenin vücut koordinasyonunu sağlayamamasına neden olur. [email protected] Vücut Özellikleri: Büyüme hızı bedenin bütün uzuvlarında aynı olmadığı için vücutta oransız bir görünüm mevcuttur. Bu oransızlık en fazla ayaklar ve burunda göze çarpar. Vücut normal olarak büyümesinin dört-beş yılda tamamlarken, ayaklar üç yılda gelişimini tamamlar. Vücut genel olarak ince bir görüntüye sahiptir. Bacaklar 15 yaşına kadar bedenin en uzun kısmıdır (Selçuk, 2008). Her iki cinsiyette de büyüme belirli bir sırayı takip eder. Erkeklerin omuzları kalçalarına oranla, kızların ise kalçaları bellerine oranla daha fazla genişler. Ergenlik döneminde baş ve yüz görünümü de değişir. Bu dönemde çene öne doğru büyür ve alın çıkık bir hale gelir. Bu değişiklikler, ergenlerin yüzünde, özellikle erkeklerde köşeli ve kemikli bir görünüme neden olur [email protected] Kemik ve Kaslar: Erinlik döneminde kemiklerin boyu uzar. İç yapıları ve biçimleri değişir. Tiroit hormonunun etkisi ile kemik dokusu iyice sertleşir. Kas gelişimi kızlarda 12-13, erkeklerde 15-16 yaşlarında beden ağırlığının hemen hemen yarısını oluşturur (Selçuk, 2008). Fiziksel gelişim sırasında kızlarda kas gelişimi daha geri plandadır. Dolayısıyla kadınlarda yağ oranı erkeklerinkine oranla daha fazladır [email protected] Solunum: Bedenin büyümesiyle birlikte, kalp ve akciğerlerin büyüklüğü ve kapasitesi de artar. Göğüs kemikleri ve omuzlarda da genişleme görülür. Erkeklerin akciğerleri ve kalpleri de kızlarınkine oranla daha büyüktür. Kalp atım sayısı beden durgunken daha düşüktür ve kanın oksijen taşıma kapasitesi daha yüksektir. Bu nedenle kuvvet ve hıza dayalı etkinliklerde erkekler daha fazla başarı gösterirler (Ceylan, 2009). [email protected] SOSYAL-DUYGUSAL GELİŞİM Ergenlerde Duygusal Durum: Ergenin beden gelişimindeki hızlı değişim, onların bu değişime uyum sağlamasını gerektirir. Bu uyum sürecinde ergen olumlu ya da olumsuz beden imgesi geliştirir. Ergen, başkası için anlamı olan bir şey olarak bedenine değer verir. Çevrelerindeki hemen herkesin de kendileriyle ilgilendiklerine inanırlar. Ergenlik döneminde ergen zamanının çoğunu ayna önünde geçirir. Boyları, kiloları, ciltlerindeki bozukluklar gibi birçok şeyden yakınmaya başlarlar. [email protected] Ergenliğin başlangıcında duygusal dalgalanmalar hormonların değişmesiyle ilişkilidir. Bu hormonal değişiklikler ergenliğin en önemli özelliğidir. Hormonların değişimiyle ergen cinselliğe yönelir. Ergenlikteki bu değişim, olumsuz duygularda artışa neden olur. Ergenler yetişkinliğe doğru ilerledikçe, ruhsal sorunlarında azalmalar görülür. Ayrıca soyut düşüncenin oluşması nedeniyle duygularına daha fazla önem verir. [email protected] Zaman içerisinde kendine özgü düşünce sistemi geliştirerek duygularını olaylar karşısında yaşayarak hissetmeye başlar ve bu durumdan zevk alır. Bu dönemde görülen en belirgin duygusal özellikler; duyguların yoğunluğunda artış, duygulardaki istikrarsızlık, karşı cinse ilgi, sürekli hayal kurma, yalnız bırakılma isteği ve ders çalışmaya karşı isteksizliktir. [email protected] BİLİŞSEL GELİŞİM ERGEN BEN MERKEZCİLİĞİ Ergen ben merkezciliği, ergenin kendi görüntüsü ve davranışlarını konusundaki öz- farkındalığının (self-consciousness) artmasıdır. David Elkind'a (1976) göre ergen ben merkezciliğinin iki önemli unsuru vardır. hayali seyirci ve kişisel hikâye (personal fable). Hayali seyirci, ergenin kendisi gibi diğer insanların da onunla ilgilendiğine inanması ve ayrıca dikkat çekici davranışlarla ilgiyi çekmeye, görünür olmaya ve 'sahnede' olmaya çalışmasıdır. [email protected] ERGEN BEN MERKEZCİLİĞİ Örneğin 8. sınıf öğrencisi sınıfa girdiğinde herkesin gözünün onun cildindeki sivilcelerde olduğunu düşünebilir. Başrol oyuncusu ve diğerleri seyircilerdir. Elkind'a göre kişisel hikâye ise ergen ben merkezliliğinin, biricik, yenilmez olma duygusuyla ilgili yanıdır. Örneğin 13 yaşındaki Adrienne kendisine şunu söylemektedir: 'Beni kimse anlamıyor, özellikle anne babam. Benim ne hissettiğim hakkında hiçbir fikirleri yok.’ [email protected] Ergenlerin kişisel benzersizlik duygusu onların kendilerini kimsenin anlamayacağı duygusuna kaptırır. Kendi eşsizlik hislerini sürdürmek için hayallerle dolu bir hikâye yaratabilirler. Kişisel hikâyeler sıklıkla ergen günlüklerinde görülür. Ayrıca ergenler sıklıkla bir yenilmezlik ve sağlamlık duygusu taşırlar. [email protected] 'Böyle bir yenilmezlik duygusu, ergenlerin, başkalarının bağına gelen tehlike ve felaketlere-ölümcül araba kazaları gibi- karşı kendilerinin daha sağlam, yaralanmaz olduklarını düşünmelerine neden olabilir. Sonuç olarak, bazı ergenler araba yarıştırma, uyuşturucu kullanma, intihar ve koruyucu kullanmadan cinsel ilişkide bulunma gibi riskli davranışlara girerler (Alberts, Elkind, ve Ginsberg, 2007). [email protected] BİLGİ İŞLEME SÜRECİ Deanna Kuhn (2009) son zamanlarda ergen bilgi işleme ve düşüncesinin önemli özelliklerini tanımlamıştır. O'nun görüşüne göre, çocukluğun son yıllarında ve ergenlik boyunca bireyler belirli bir bilişsel düzeye ulaşabilir veya ulaşamazlar, bu durum küçük çocukların çoğunlukla evrensel olan bilişsel düzeylere ulaşmasıyla karşıtlık gösterir. Ergenliğe ulaşıncaya kadar bilişsel işlevlerde, bireyler arasında gözle görülür farklılıklar gelişir. [email protected] BİLGİ İŞLEME SÜRECİ Bu farklılıklar ergenlerin çocuklardan daha çok kendi gelişimlerini belirledikleri görüşünü Kuhn'a göre (2009) ergenlikteki en önemli bilişsel değişiklik yürütücü işlevlerdeki (executive functioning) gelişmedir. Bu süreç akıl yürütme, karar verme, eleştirel düşünceyi kontrol etme ve kişinin bilişsel süreçlerini kontrol etme gibi üst düzey bilişsel faaliyetleri içerir. Üst-düzey yürütücü işlevleri sürdürmedeki gelişmeler daha etkili ögrenmeye, karar vermek için dikkatin nasıl yönlendirileceğini belirlemeye ve eleştirel düşünceye yol açar. [email protected] BİLGİ İŞLEME SÜRECİ Karar Verme: Ergenlik, karar vermede artışların olduğu bir dönemdir. Hangi arkadaşın seçilmesi; kiminle çıkılması; cinsel ilişkiye girilmesi veya girilmemesi; üniversiteye gidilmesi ve benzeri konularda kararlar alınır (Sunstein, 2008). Ergenlerin karar vermedeki yeterlilikleri nelerdir? Yaşça büyük ergenler küçük ergenlerden daha yeterlidir ve onlar da çocuklardan daha yeterlidir (Keating, 1990). Çocuklarla karşılaştırıldıklarında ergenler daha fazla değişik seçenekler üretir. Bir durumu farklı bakış açılarıyla değerlendirir, kararların sonuçlarını tahmin eder ve kaynakların güvenirliğini düşünürler. [email protected] BİLGİ İŞLEME SÜRECİ Karar Verme: İnsanların çoğu sakin olduklarında, duygusal olarak uyarıldıkları zamanlardan daha iyi kararlar verirler. Bu durum duygusal olarak gergin olmaya eğilimi olan ergenler için özellikle doğru olabilir. Sakin olduğunda daha sağduyulu bir karar veren ergen, duygusal olarak uyarılmış olduğu bir anda kötü bir karar verebilir (Paus, 2009; Steinberg, 2008). Öfkeli veya heyecanı iken, duygular karar verme yeteneğini olumsuz yönde etkileyebilir. Sosyal ortam ergenin karar vermesinde önemli bir rol oynar. Örneğin, uyuşturucu ve diğer ayırıcı unsurların bulunduğu bir ortamda ergenlerin risk alma istekliliği daha sıklıkla oluşur. (Reyna ve Rivers, 2008). [email protected] BİLGİ İŞLEME SÜRECİ Karar Verme: Yeni çalışmalar göstermiştir ki akranların risk alınan durumlarda orada olması ergenin riskli bir karar alma ihtimalini artırır (Steinberg, 2008). [email protected] BİLGİ İŞLEME SÜRECİ Eleştirel Düşünme: Eleştirel düşüncenin gelişmesinde ergenlik önemli bir geçiş dönemidir (Keating, 1990). 5., 8. ve 11. sınıftakilerle yapılan bir araştırmada eleştirel düşüncenin yaşla arttığı bulunmuştur, fakat bu tür düşünce ergenlerin sadece %43’ünde görülmüştür, 11. sınıflarda bile ve bir çok ergen kendine yarayan (self-serving) önyargı sergilemiştir. Okuma yazma ve matematik becerileri gibi temel beceriler çocuklukta gelişmemişse, ergenlikte eleştirel düşünme pek mümkün değildir. Temel becerileri olmayan ergen alt grubu için ergen düşüncesindeki olası kazanımlar gerçekleşmez. [email protected] BİLGİ İŞLEME SÜRECİ Eleştirel Düşünme: Diğer ergenler için, eleştirel düşünceye yol açan zihinsel değişiklikler şunlardır: (1) Bilgiyi işlemede hızın, otomatikleşmenin artması ve kapasitenin artması, bu da zihinsel kaynaklan diğer amaçlarla uğraşmak için serbest bırakır; (2) Çeşitli konularda genişleyen bilgi kapsamı; (3) Yeni bilgi bileşimleri kurma becerisindeki artış; (4) Planlama, seçenekleri düşünme ve zihinsel kontrol gibi bilgi edinme ve kullanmada kullanılan stratejilerin çeşitliliğinin ve kendiliğinden kullanımının artması. [email protected] EBEVEYN KONTROLÜ Ergen ebeveynliğinde yöneticilik rolünün önemli bir tarafı, ergenin gelişiminin etkili olarak izlenmesidir (Gauvain ve Parke, 2010). İzleme, ergenin sosyal ortamlara, etkinliklere ve arkadaşlara dair seçimlerinin ve akademik çabalarının denetlenmesi gibi ögelerden oluşur. [email protected] Ebeveyn kontrolüne ilişkin anlayış değişmektedir. Son araştırmalar, ailenin ergeni bulunduğu yer ve eylemlerine dair izlemesine dayalı rolünün vurgulanmasından uzaklaşarak ergenin ailesinin bilgiye ulaşmasının yönetiminde oynadığı aktif role doğru vurgu yapılmaktadır (Keijsers ve Laird,2010). Örneğin aile takibine ilişkin son yönelimlerden bir tanesi ergenin kendi isteği ile kendisini açmasına odaklanılmasıdır (Cumsille, Darling ve Martinez, 2010; Keijsers ve Laird, 2010). [email protected] Ebeveynleri kendilerine soru sorduğunda ebeveyn-ergenler ilişkisi yüksek düzeyde güven, kabul ve olumlu ilişki niteliğindeyse ergenler ailelerine açıklama yapmaya daha isteklidirler (Daddis ve Randolph, 2010; Keijsers ve Diğerleri, 2010). Araştırmacılar, ergenlerin ailelerine nerede olduklarına, neler yaptıklarına ve arkadaşlarına dair açıklamalarının olumlu ergen uyumu ile bağlantılı olduğunu söylemektedir (Laird ve Marrero, 2010; Laird, Marrero ve Sentse, 2010; Smetana, 2008). [email protected] KAYNAK SANTROCK, J. W. (2019). YAŞAM BOYU GELIŞIM: GELIŞIM PSIKOLOJISI: LIFE-SPAN DEVELOPMENT (13. BASKI). (G. YÜKSEL, ÇEV. ED.). NOBEL AKADEMIK YAYINCILIK.