339934399-Davranış-Bilimleri-1-Ders-Kitabı.docx
Document Details
Uploaded by SpotlessLearning
Anadolu Üniversitesi
Full Transcript
SOSYOLOJ‹ NED‹R? Sosyoloji sosyal iliflkiler üzerinde odaklan›r ve sosyal iliflkilerin, bireylerin tutum ve davran›fllar› üzerindeki etkileri ve bu iliflkilerin toplam› olan toplumun oluflumu, geliflimi ve de¤iflimi üzerinde durur (Schaefer, 2010: 51). Sosyoloji böylece insan toplumlar›n› inceler....
SOSYOLOJ‹ NED‹R? Sosyoloji sosyal iliflkiler üzerinde odaklan›r ve sosyal iliflkilerin, bireylerin tutum ve davran›fllar› üzerindeki etkileri ve bu iliflkilerin toplam› olan toplumun oluflumu, geliflimi ve de¤iflimi üzerinde durur (Schaefer, 2010: 51). Sosyoloji böylece insan toplumlar›n› inceler. Toplum da onun içinde yaflayan insanlar›n davran›fllar›n›, inanç ve kifliliklerini flekillendirir. Toplumlar ise insanla- r›n oluflturdu¤u aile, topluluk, s›n›f, ulus gibi gruplardan meydana gelir. Toplum- lar ayn› zamanda çeflitli kurumlardan da oluflurlar. Toplumsal kurumlar insanlar›n çeflitli aktivitelerini organize ederler. Örne¤in e¤itim, sa¤l›k, siyaset, din, ekonomi gibi kurumlar toplumsal yaflam› biçimlendirirler. Toplumun içinde yaflayan insan- lar ortak inanç, ideal ve gelenekleri paylaflarak kültür yarat›rlar. Bir toplumdan söz etti¤imiz zaman genellikle akl›m›za ilk gelen fleylerden biri kültürdür. Sosyologlar bir toplum içinde yaflayan insanlar›n ö¤rendikleri ve paylaflt›klar› de¤er, inanç, ge- lenek ve görenekleri kültür olarak tan›mlarlar. Sosyoloji içinde yaflad›¤›m›z dünyay› ve kendimizi anlamam›za yard›mc› olan bir disiplindir. Çünkü, bizler içinde yaflad›¤›m›z dünyan›n ürünleriyiz. Yani yaflad›- ¤›m›z dünya ve çevre bizi etkileyerek de¤ifltirmekte, bizler de içinde yaflad›¤›m›z dünyaya uyum sa¤layarak yaflam›m›z› sürdürmekteyiz. Sosyolojinin ayn› zamanda çevremizde yer alan önemli de¤iflmelerin üzerimiz- deki etkilerini anlamam›zda da bir gücü vard›r. Örne¤in h›zla de¤iflen teknolojile- ri, yükselen küreselleflmeyi, artan nüfus ve kad›nlar›n toplum içinde farkl›laflan rol- lerini anlamam›zda katk›lar› vard›r. Bu de¤iflmeler yaflam›m›z› nas›l etkiliyor? Bu- gün de¤iflen teknolojiyle birlikte insanlarla yüz yüze görüflmek yerine ço¤u zaman cep telefonlar› ya da e-posta ile mesaj göndermeyi tercih ediyoruz. Bu daha m› ko- lay›m›za geliyor? Veya aile ve ifl yaflam›n›n bizden beklentilerini karfl›lamakta bu beklentileri dengede tutmakta zorlanabiliyoruz. Ayn› flekilde, geliflmifl ülkelerdeki teknolojilerin geliflmekte olan ülkelere kaymas›yla binlerce iflçinin geliflmekte olan ülkelere do¤ru gitti¤ini, bunun da bu ülkelerde ciddi iflsizlik sorununa yol açt›¤›n› Sosyoloji en basit tan›m›yla toplumsal davran›fl›n ve insan gruplar›n›n bilimsel olarak incelenmesidir. Kültür, sonradan ö¤rendi¤imiz ve paylaflt›¤›m›z her fleyi kapsar. Sosyoloji toplumun insanlar›n yaflamlar›n› nas›l etkiledi¤ini ö¤retir ve bunlar›n sonuçlar›n›n neler olabilece¤ini gösterir. (Andersen and Taylor, 2006: 2). 4 Davran› fl Bilimleri-I Sosyolojik bilinçlenme bireyin içinde bulundu¤u sosyal ortam›n bireyi nas›l etkiledi¤ini ve bu etkileflim sürecini incelemektedir (Mills [1959], 2000a). C. Wright Mills (1916-1962) sosyolojik analizle inceleyebiliyoruz. ‹stanbul’da yaflayan bir kar› kocan›n birbirle- riyle iliflkilerinin Hakkari’de veya Çin’de yaflayan bir kar› kocadan neden farkl› ola- bilece¤ini araflt›rabiliyoruz. Bütün bunlar bizlere rehberlik eden sosyolojik nitelik- li sorulard›r. Sosyoloji yukar›da bir k›sm›na de¤inilen toplumsal de¤iflmelerin ne- den ve sonuçlar›n› aç›klamaya çal›fl›r. Toplum devaml› bir de¤iflim sürecini yaflarken ayn› zamanda bir istikrar ve dü- zen içinde de bulunur. Toplum içinde yaflayan insanlar genelde insan davran›fllar› konusunda al›flm›fl olduklar› belirli kurallara uyarak yaflamlar›n› sürdürürler ve biz, belirli durumlar alt›nda insanlar›n ne tür davran›fllar gösterebilece¤ini afla¤› yukar› kestirebiliriz (Andersen and Taylor, 2006). Bu olgu sosyologlar›n do¤ru olarak sap- tad›klar› ilginç bir durumdur. Toplum bir yandan sürekli olarak de¤iflirken bir yan- dan da düzenli kalmaya, de¤iflmemeye çal›fl›r. Örne¤in, bir yandan cep telefonla- r›ndaki h›zl› de¤iflme temposundan, elektronik ve teknoloji kirlili¤inden söz eder- ken bir yandan da bu teknolojileri kullanmaya hatta yenileriyle de¤ifltirmeye, bun- lar›n insanlara birçok kolayl›k sa¤lamas› nedeniyle devam ediyoruz. Toplum da ayn› flekilde bir yandan belirli davran›fl kal›plar›na ba¤l› kalmaya ve onlar› koru- maya çal›fl›rken di¤er yandan da de¤iflmenin önüne geçilemez olufluyla yeni du- rumlara uyum sa¤lamaya çal›flmaktad›r. Bu iki olgu sosyolojik düflüncenin bir gös- tergesi olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. SOSYOLOJ‹K BAKIfi AÇISI Sosyologlar sosyal davran›fl› anlayabilmek için düzenli olmayan yarat›c› bir düflün- ce üzerinde odaklan›r ve ona ba¤l› kal›rlar. C.Wright Mills, bu düflünceye sosyolo- jik hayal gücü (imgelem) veya sosyolojik düflünce der. Sosyolojik düflünmek bu- güne kadar tart›flmas›z kabul edilen inançlar› elefltirme, kesin oldu¤u kabul edilen görüflleri çözümleme ve sorgulama al›flkanl›¤› kazanmakt›r (Bauman, 2004: 28). Bu düflünce, birey ile içinde yaflad›¤› toplum aras›ndaki iliflkilerin fark›nda olunmas›- n› içerir. Buradaki temel düflünce bireyin kendi içinde yaflad›¤› toplumu, kendi öznel de¤erleri veya kendi kültürel yanl›l›¤› aç›s›ndan de¤il, mümkün oldu¤unca bunla- r›n d›fl›nda kalarak bir yabanc› gibi görebilmesi veya izleyebilmesidir. Örne¤in, ül- kemizde insanlar futbol maçlar›na giderek, tak›mlar›n› alk›fllayarak tezahürat ya- parlar. Bu Bat› ülkelerinde de böyledir. Bali ve Endonezya’da ise, bir y›¤›n seyirci iplerle çevrilmifl bir alanda dövüflen horozlar› alk›fllayarak, onlar üzerine bahislere girerek bu oyunun sonucundan bir kazanç elde etmeye çal›fl›rlar. Bu nedenle bir ülkede normal olarak görülen bu spor olay› baflka bir ülkede normal olarak nite- lendirilmeyebilir. Endonezya’daki horoz dövüflleri veya Pakistan’daki köpek dö- vüflleri o ülkeler için normal bir spor olay› olarak görülürken bir baflka toplum için bir vahflet olarak de¤erlendirilebilir. ‹flte sosyolojik bak›fl aç›s› bizim deneyimleri- mizin ve gözlemlerimizin d›fl›nda daha genifl konular› anlamam›za ve görmemize yard›mc› olur (Schaefer, 2010: 5). Örne¤in bir çiftin boflanmas› kiflisel bir sorundur ama bir toplumda yap›lan evliliklerin büyük bir k›sm› boflanma ile sonuçlan›yorsa bu toplumsal bir sorundur. Ayn› flekilde iflsizlik de ifli olmayan kad›n ve erkek üze- rinde önemli etkileri ve zorluklar› olan toplumsal bir olgudur. ‹flsizlik, bireyin ge- lirini kaybetmesi yan›nda, onun aile içindeki statü ve sayg›nl›¤›n›n yitirilmesine de 1. Ünite - Sosyolojiye Giri fl ve Yöntemi 5 neden oldu¤u için toplumsal sonuçlar› olan bir olgu olarak da nitelendirilebilir. Ayn› flekilde, Mills daha önce de belirtildi¤i gibi sosyolojik düflünme aç›s›ndan bo- flanmalar›n da kar› kocan›n bir flahsi sorunundan çok toplumsal bir sorun oldu¤u- nu vurgulamaktad›r. Çünkü, boflanmalar›n sonuçlar› evli çiftleri etkiledi¤i gibi top- lumu da etkilemektedir. Özellikle boflanm›fl çiftlerin çocuklar› aç›s›ndan e¤itim sis- temini, sosyal hizmet kurumlar›n›, ifl hayat›n› hatta din kurumlar›n› bile etkilemesi anlam›nda boflanman›n toplumsal boyutlar›n› gözden kaç›rmamak durumunday›z. Böylece sosyoloji özel olan›n içinde genel olan›; bireysel olan›n içinde toplumsal olan›, bir di¤er deyiflle kiflisel sorunlar›n arkas›ndaki toplumsal sorunlar› görmemi- ze yard›mc› olur (Gönç fiavran, 2009: 4). Böylece sosyolojik düflünme, çevremiz- deki olaylar› yeni bir bak›fl aç›s›yla görmemizi sa¤lamakta ve bizleri olanlar hak- k›nda bilgili k›lmaktad›r. Sosyolojik hayal gücü (veya sosyolojik imgelem) toplum- sal olaylar› anlamam›zda giderek güçlenen bir araç haline gelmektedir. Çünkü bizim s›n›rl› bir anlay›fl›n d›fl›nda, olaylar›n ard›ndaki gerçekleri genifl bir aç›dan görmemizi ve incelememizi sa¤lamaktad›r. Bu bak›fl aç›s› foto¤raf makinesinin ge- nifl aç›l› merce¤inden çevremizi görmemize benzer. Görüldü¤ü gibi sosyoloji kendimizi anlamam›za yard›mc› olan bir disiplindir. Düflünce biçimimiz, hissettiklerimiz ve kimli¤imiz, içinde yaflad›¤›m›z toplum tara- f›ndan etkilenir. Her birey toplumsallaflman›n ürünüdür. Bu süreçle birey içinde yaflad›¤› toplumun dilini ö¤renir, kültürünü içsellefltirir, kimlik oluflturur. Böylelik- le toplumun bir üyesi haline gelir. Toplumun insanlar› nas›l etkiledi¤i konusunda genifl bir anlay›fl getiren sosyoloji, insanlar›n kendilerini özgürlefltirmelerine de yard›mc› olur (Fulcher and Scott, 2006: 5). Neden Sosyoloji Çal›flmal›y›z? Sosyoloji hakk›nda en önemli fleylerden biri içinde yaflad›¤›m›z ve son derece h›z- l› bir biçimde de¤iflen dünyay› anlamam›za ve bu de¤iflimlere bir anlam vermemi- ze yard›mc› olmas›d›r. ‹çinde yaflad›¤›m›z dünyaya bir göz att›¤›m›z zaman temel de¤iflimlerin afla¤›daki olgulardan olufltu¤unu görmekteyiz: Ekonomik de¤iflim sonucu, eski endüstrilerin ortadan kalkmas›, hizmet ve biliflim sektörünün geliflimi, Kent merkezlerinin de¤iflimi sonucu, büyük al›flverifl merkezlerinin, hasta- nelerin, otel ve e¤lence merkezlerinin flehir d›fl›na tafl›nmas›, Aile hayat›ndaki biçimsel de¤iflimler sonucu özellikle kentsel yap›da ailenin küçülmesi, üyelerinin kendi bafllar›na yaflamalar›, kad›n›n çal›flma yaflam›na giderek daha fazla girmesi ve boflanma oranlar›n›n giderek yükselmesi, Çal›flma yaflam›n›n teknolojik geliflimlere paralel olarak farkl›laflmas›, daha az güvenli ancak daha esnek bir çal›flma, yar› zamanl› ve geçici çal›flma bi- çimlerinin giderek yayg›nlaflmas›, Bilgisayar ve iletiflim teknolojilerinin geliflimiyle çok önemli miktarlarda bil- gi ve paran›n an›nda dünyan›n en uzak bölgelerine transferinin mümkün ol- mas›, Yoksulluk ve d›fllanman›n sonucu olarak eflitsizli¤in artmas›, zengin ve yok- sul aras›ndaki gelir uçurumunun giderek aç›lmas›, Bireyin içinde yaflad›¤› toplumun üyesi oldu¤u, onun bir parças› haline geldi¤i ve ona göre davrand›¤› sürece toplumsallaflma diyoruz. 6 Davran› fl Bilimleri-I Sosyologlar›n yap› kavram› ile ifade ettikleri fley, insanlar aras›ndaki nispeten düzenli iliflkilerdir. Cinayet, fliddet ve uluslararas› terörün boyutlar›n›n giderek genifllemesi hat- ta terörün dünyay› tehdit eden bir tehlike olarak ortaya ç›kmas›d›r. Bu sorunlardan her biri kendi içinde belirgin özellikleri ve ay›r›c› nitelikleri olan faktörler olmas›na karfl›l›k çeflitli süreçler aç›s›ndan aralar›nda ortak noktalar ve iliflkiler bulunmaktad›r. ‹flte sosyoloji bu olgular› ve aralar›ndaki ortak iliflkileri anlamam›zda bizlere yard›mc› olmaktad›r. Sosyoloji ayr›ca bu dünyadaki yerimizin anlafl›lmas›nda, bizleri bilgili k›lmaktad›r. Ancak yerimizin neresi oldu¤u ile ifade etti¤imiz fley nerede yaflad›¤›m›z de¤ildir. Her ne kadar bu önemli ise de, önemli olan sosyal yap›daki iflgal etti¤imiz yerdir. Her grup ve örgütün (örne¤in aile veya okulun) bir sosyal yap›s› vard›r. Bunun d›fl›nda daha genifl kapsamda olan s›n›f, cinsiyet hatta baz› ülkelerde etnik temelli bir sosyal yap› bütün toplumu kapsayabilir. Bu iliflkiler içerisinde sosyoloji bize içinde yaflad›¤›m›z toplumun haritas›n› ç›kararak bu harita içinde nerede oldu¤u- muzu ve üzerimizde etkili olan sosyal güçleri anlamaya çal›fl›r (Fulcher and Scott, 2006: 5). “Sosyolojiye Davet” (1963) adl› kitab›nda Peter Berger insanlar›n kendi yaflan- t›lar› hakk›nda sorumluluk almalar›nda, toplumdaki durumlar›n›n fark›nda olmala- r›nda ve bir güç yaratmalar›nda sosyolojinin yard›mc› oldu¤unu ileri sürmektedir. Di¤er bir deyiflle insanlar›n do¤an›n bir parças› olmalar› veya kaç›n›lmaz olarak ya- flamda yer almalar› yerine toplumun insanlar› bir biçimde flekillendirdi¤ini ve in- sanlar›n bunun bilincinde olmalar›n› istemektedir. ‹nsanlar›n biyolojik olarak de¤il, genelde sosyal olarak belirli rolleri üstlendi¤i- ni savunan sosyoloji, toplum içinde yer alan birçok fonksiyonun bireyler taraf›n- dan yerine getirilmesinde toplumsal kal›plar›n önemine de¤inir. Örne¤in sosyolo- ji kad›nlar›n pilot, erkeklerin ise hemflire olamayaca¤›n› bunun biyolojik olarak mümkün olmad›¤›n› savunan bir inançta biyolojinin de¤il, toplumsal kal›plar›n be- lirgin oldu¤u görüflünü savunur. Bu kal›plar da zamanla toplumsal yap›n›n farkl›- laflmas›yla de¤iflmektedir. Nitekim günümüzdeki birçok kad›n, okullar›m›zda pilot olarak yetifltirilip uçarken birçok erkek de hastanelerde hemflire olarak görev ya- pabilmektedir. Böylece cinsiyete iliflkin roller de zamanla farkl› toplumsallaflma sü- reciyle de¤iflebilmektedir. Sosyoloji, toplumun nas›l iflledi¤i konusunda bizi ayd›nlat›p içinde yaflad›¤›m›z dünyay› tan›mam›za yard›mc› olurken hem teorik hem de uygulamal› çal›flmalar yapmaktad›r. Bu nedenle sosyolojik bilginin ifl dünyas›na da önemli katk›lar› ol- maktad›r. Bu sosyolojinin insana bir meslek ö¤retti¤i veya yöneltti¤i anlam›na gel- mez. Ancak, sosyoloji t›ptan, hukuka, ö¤retmenlikten mühendisli¤e kadar birçok mesle¤e yard›mc› olmakta ve katk› sa¤lamaktad›r. Sosyolojinin önemli katk›lar sa¤lad›¤› bir di¤er alan ise toplumsal sorunlar ko- nusundad›r. Bu konuda çal›flanlara, araflt›rma yapanlara ve çözümler getirme çaba- s›nda olanlara yard›mc› olmaya çal›fl›r. Örne¤in uyuflturucu kullananlar, cinayet, suç, aile sorunlar›, endüstriyel çat›flmalar ve zihin sa¤l›¤› gibi konularda çeflitli arafl- t›rmalar yap›larak bilgi toplan›r. Bunlar›n arkas›ndaki temel nedenleri aç›klama, kaynaklar›na yönelme, kaynak da¤›l›m› ve örgütlerin yap›lar› ile ilgili çal›flmalar yap›l›r. Örne¤in alkol kullanma sosyal kabul gören bir eylem olarak görülürken buna karfl›n afyonu sigaraya sararak içmenin neden suç teflkil etti¤inin araflt›rmas› yap›l›r (Fulcher and Scott, 2006: 6). Sosyoloji, çal›flma yaflam›nda yöneticilerin yetifltirilmesi ve onlar›n e¤itimine de insan konusundaki bilgi yap›s›yla çeflitli katk›larda bulunmaktad›r. Ünite - Sosyolojiye Giri fl ve Yöntemi 7 Sosyolojinin en temel görevi insan hakk›ndaki bilgilerin toplanmas›, analizi ve aç›klamas›d›r. Sosyolojinin insan hakk›ndaki bilgisi ça¤›m›zda birçok mesle¤in, ör- ne¤in pazarlama, halkla iliflkiler, medya, iletiflim, e¤itim, araflt›rma ve sosyal poli- tikan›n temel bilgi yap›s›n› oluflturdu¤undan, son derece önem tafl›r. Böylece, sos- yoloji hem kendimizi hem yaflad›¤›m›z dünyay› hem de onun içindeki yerimizi an- lamada bizlere katk›da bulunan temel bir disiplindir. SOSYOLOJ‹N‹N D‹⁄ER SOSYAL B‹L‹MLERLE ‹L‹fiK‹S‹ Sosyoloji bir bilim midir? Bilindi¤i gibi bilim bir bilgi yap›s›na sahip, bilginin sis- tematik gözleme dayanan bir yöntemle topland›¤› bir bütündür. Sosyoloji de di¤er disiplinler gibi inceledi¤i konular üzerinde, (buradaki anlam›yla insan davran›flla- r›), organize olmufl, sistematik çal›flmalar yapan, olaylar aras›ndaki iliflkileri anla- maya ve aç›klamaya çal›flan bir bilimdir (Schaefer, 2006: 5). Bütün bilimler ne ile ilgili olursa olsunlar ister ›fl›k h›z›n›, ister atomu, isterse de katillerin davran›fllar›n› incelesinler objektif yöntemlerle, do¤ru bilgileri toplama çabas›ndad›rlar. Bu ne- denle bilim adamlar› yapt›klar› gözlemleri do¤ru bir biçimde saklamak ve kaydet- mek durumundad›rlar. Görüldü¤ü gibi bilimin iki temel ö¤esi bilgi ve yöntemdir. Yani bilim, hem bilgi hem de bilgi üreten bir yöntemdir. Bilgiyle kastedilen, olay ve olgular aras›ndaki iliflkileri aç›klamak için gelifltirilen kuramlar; yöntemle kastedi- len de bilgi edinmek için kullan›lan her türlü yoldur (Kaptan, 1973: 5). Elbette sosyoloji ile fizik, psikoloji ile astronomi aras›nda büyük farkl›l›klar var- d›r. Bu nedenle bilimler do¤a bilimleri ve sosyal bilimler fleklinde ikiye ayr›l›r. Do- ¤a bilimleri fiziki olaylar›n do¤as›, etkileflimi ve de¤iflimi üzerinde dururlar. Biyo- loji, kimya, astronomi, jeoloji ve fizik do¤a bilimleridir. Sosyal bilimler ise insan ve toplumlar›n farkl› yönlerini ele al›r, insan iliflkilerinin etkileflim ve de¤iflimini ince- ler. Bunlar aras›nda sosyoloji, antropoloji, ekonomi, tarih, psikoloji ve politik bi- limler yer al›r. Sosyal bilimlerin insanlar›n toplumsal davran›fllar›n› incelemek gibi ortak bir ilgi alanlar› olmas›na karfl›l›k her birinin olaylara bak›fl aç›s› farkl›l›k tafl›r. Baflka bir deyiflle toplumsal yaflam, toplumsal davran›fl ve toplumsal tabakalaflma konular›nda çal›flan tek disiplin sosyoloji de¤ildir. Psikoloji, siyaset bilimi ve eko- nomi de toplumsal yaflamla ilgilenir. Sosyoloji ile di¤er disiplinler aras›ndaki fark konular›ndan de¤il, her disiplinin bak›fl aç›s›ndan kaynaklanmaktad›r (Gönç fiav- ran, 2009: 10). Örne¤in antropologlar geçmifl kültürleri, endüstri öncesi toplumla- r› ve onlar›n devam›n› incelerken ayn› zamanda insan›n kökenini de araflt›r›rlar. Sosyologlar da kültürü incelemekle beraber sadece kültüre odaklanmazlar. Ekono- mistler insan›n üretim, bölüflüm ve tüketim iliflkilerini incelerler, para ve di¤er kay- naklara odaklan›rlar. Tarihçiler; insanlar›, geçmifl olaylar› ve bu olaylar›n günümü- ze yans›malar›n› incelerler. Politik bilimciler uluslararas› iliflkiler, hükümetler, güç ve otorite konular› üzerine odaklan›rlar. Psikologlar kiflilik ve bireysel davran›fllar üzerinde dururlar. O halde sosyologlar›n ilgi oda¤› nedir? Sosyologlar toplumun in- sanlar›n davran›fl ve tutumlar› üzerine etkileri ve insanlar›n toplumu nas›l ve ne fle- kilde biçimlendirdi¤ini incelerler. ‹nsanlar›n sosyal canl›lar olmalar› nedeniyle, sos- yologlar bizlerin di¤er canl›larla olan sosyal iliflkilerini bilimsel bir biçimde inceler- ler (Schaefer, 2010: 6). fiimdi güncel bir olay olmas› ve yaflad›¤›m›z toplumun çok büyük bir bölümü- nü etkilemesi aç›s›ndan 23 Ekim 2011 tarihinde Van Ercifl’te meydana gelen orta- lama 7,2 büyüklü¤ündeki depremin farkl› sosyal bilimlerce nas›l ele al›nd›¤›n› gör- meye çal›flal›m. Do¤a bilimleri aç›s›ndan bu olay oradan geçen fay hatlar›n›n du- rumu ve oluflan bask›n›n sonucunda meydana gelen k›r›lma ile ilgilidir. Jeologlar Bilim, sistematik bir yöntemle olaylar aras›ndaki iliflkilerin incelenmesi ve bilgi toplanmas›d›r. Sosyolojinin belirleyici özelli¤i, insan eylemlerinin genifl çapl› oluflumlar›n karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k iliflkisi içinde meydana geldi¤ini kabul etmesidir (Bauman, 2004: 16). 8 Davran› fl Bilimleri-I ve deprem bilimcileri olaya bu aç›dan bakarak, fay hatlar›n› bilimsel bir biçimde araflt›rmaktad›rlar. Tarihçiler, o bölgede olan di¤er depremlerle bu deprem aras›n- daki iliflkileri, zararlar› karfl›laflt›rmal› olarak incelemektedirler. Ekonomistler bu depremin o bölgenin ekonomik yaflam›na olan etkilerini ve o bölgenin refah dü- zeyine olan olumsuz sonuçlar›n› araflt›rmaktad›rlar. Bu olumsuzluklar sadece o bölgeyi de¤il, genelde toplumun bütününü hatta dünyay› bile etkileyebilmektedir. Çünkü dünyan›n birçok bölgesinden yard›m alma zorunlulu¤u ortaya ç›kmaktad›r. Psikologlar, o bölgede depremi yaflayan insanlar›n içinde bulunduklar› olumsuz duygular› ve bunlar›n insanlar üzerine olan yans›malar›n› incelemektedirler. Özel- likle, “post-travmatik stres” bozukluklar› o bölge insan›n›n içinde bulundu¤u ruh halinin en önemli yans›malar›d›r. Politik bilimciler kendilerine oy veren nüfusun içinde bulundu¤u durum, gelecekteki oy potansiyelleri, devlet ve belediye aras›n- daki politik iliflkiler ve dayan›flmalar üzerinde odaklanabilmektedirler. Hatta hükü- metlerin bu olaya getirdi¤i çözümler, yap›lan koordinasyon hatalar›, insanlara gö- türülen hizmetlerin nitelik ve niceli¤i konusunda da çal›flmaktad›rlar. O halde sosyologlar›n olaya yaklafl›m› nedir? Sosyologlar, depremin o bölgede yaflayan di¤er insanlara ve topluluklara etkisi, farkl› s›n›flar aç›s›ndan depremin ya- ratt›¤› sonuçlar, gelir durumlar›na göre insanlar›n bu felaketten etkilenme süreçle- rini incelemifllerdir. Komfluluk iliflkileri ve yak›n yerlerde yaflayan insanlar aras›n- daki dayan›flma olgusu, bu dayan›flman›n artt›r›lmas› yolundaki çabalar, ülke bü- tünüyle, deprem bölgesindeki insanlar aras›ndaki dayan›flman›n gelifltirilmesine iliflkin gösterilen ve yap›lan etkinlik ve faaliyetler üzerinde durmaktad›rlar. Dep- rem bölgesinin ülkemiz aç›s›ndan ekonomik yönden geliflmifl bir bölge olmamas›, gelir düzeyinin düflüklü¤ü ve bölgedeki yaflam koflullar›, sosyologlar›n dikkatini çeken di¤er önemli konular aras›ndad›r. Çünkü bu faktörler bölgenin içinde bu- lundu¤u sosyal ve ekonomik sorunlar›, evsizlik, hastal›k, bebek ve çocuk ölümle- ri göç ve afl›r› k›fl ortam›n›n yaratt›¤› olumsuzluklar› daha da güçlendirmektedir. Görüldü¤ü gibi sosyoloji ile insanlar›n toplumsal yaflam›na iliflkin di¤er bilim- ler aras›ndaki iliflki sosyal bilimlerin bir bütünü oluflturdu¤unu göstermektedir. Sosyoloji hem sosyal bilimlerin di¤er disiplinlerinden faydalan›p hem de di¤er di- siplinlerin incelemedi¤i konuya disiplinleraras› bir boyuta getirebilir. Günümüzde sosyal bilimlerdeki afl›r› uzmanlaflman›n giderek azalmakta oluflu, disiplinleraras› çal›flmalar›n önemini artt›rmaktad›r. Böylece, farkl› disiplinlerin güçlü yönlerinden faydalan›larak, sosyal olgular ve toplumsal olaylar daha sa¤l›kl› ve objektif bir bi- çimde incelenebilmektedir. SIRA S‹ZDE 2 ‹nsanlar›n yaflamda kalma stratejileri mikro sosyolojinin ilgi alan›d›r. Sosyolojinin di¤er disiplinlerden farkl› olan bak›fl aç›s›n› Türk aile yap›s›n› göz önüne alarak tart›fl›n›z. Burada sosyolojinin aileye bak›fl aç›s› antropoloji ve ekonomiden nas›l farkl›lafl›r? TOPLUM VE TOPLUMSAL YAPI fiimdiye kadar sosyolojinin toplumla do¤rudan iliflkili oldu¤unu, toplum ve birey aras›ndaki iliflkilerin yap›s› ve de¤iflimin sosyolojinin temel ilgi alan› oldu¤undan söz ettik. fiimdi, sosyolojiyi do¤rudan ilgilendiren bu iki kavram üzerinde dural›m. Sosyolojik analizlerin iki boyutu vard›r. Bunlar makro ve mikro sosyolojik yakla- fl›mlar veya analizlerdir. Sosyologlar t›pk› foto¤rafç›lar gibi toplumlar›n farkl› kesimlerini görmek ve in- celemek için farkl› mercekler kullan›rlar. Baz› mercekler daha mikroskobik yani daha küçük ve görünen parçalar› incelememize yard›mc› olur. Örne¤in, iki insan›n Ünite - Sosyolojiye Giri fl ve Yöntemi 9 birbirleriyle olan iletiflimleri gibi. Buna mikro düzeyde analiz diyoruz. Burada te- mel olan fley sosyal etkileflimlerdir. Yani insanlar bir araya geldiklerinde neler yap- maktad›rlar. ‹nsanlar›n k›z arkadafllar›yla, aileleri ile olan iliflkileri, nerede vakit ge- çirdikleri, neler yapt›klar›, kulland›klar› dil, evlerini döfleme stilleri, birbirlerinin dikkatlerini nas›l çektikleri, nas›l ilgi duyduklar› hep mikrososyolojik analizlerdir. Burada önemli olan fley insanlar›n yüz yüze olan etkileflimleridir (Henslin, 1997: 93). Makro sosyolojik analizler ise genifl aç›l› merceklere benzer. Burada, gözlem- lenen toplumun kendisi, nas›l organize oldu¤u ve nas›l de¤iflti¤idir. Bu tür analiz- lerde toplumsal etkileflimin daha genifl ve karmafl›k olan parçalar› incelenir. Örne- ¤in, toplumsal sorunlar, fakirlik, iflsizlik, evsizlik, kentsel suçlar ve aile içi fliddet gi- bi (Andersen and Taylor, 2006: 112). Çat›flma ve fonksiyonalist kuramc›lar analiz- lerinde daha çok makro sosyolojik yaklafl›m› tercih ederler. Esas›nda toplumu an- lamak için bu iki yaklafl›ma da ihtiyaç vard›r. Ancak, sosyologlar genelde bu iki yaklafl›mdan birini kullanarak toplumsal olaylar› incelerler. Sosyologlar alm›fl ol- duklar› e¤itim ve alt yap›sal özellikleri nedeniyle bu yaklafl›mlardan birini tercih et- mektedirler (Henslin, 1997: 93). Sosyoloji Derne¤i, 18.01.1990 tarihinde Ankara’da11 sosyolo¤un öncülü¤ünde kurulmufltur. ‹lk genel kurulunda 40 olan üye say›s›, bugün 400’ü aflm›flt›r. Merke- zi Ankara’da olan dernek, Bakanlar Kurulunun 10.02.1999 tarih ve 99/12405 say›l› karar› ile “Kamu yarar›na çal›flan dernek” statüsü kazanm›flt›r. Derne¤in amac›, tü- zü¤ünde; “Türkiye’de sosyolojinin anlafl›lmas›na, geliflmesine ve de yayg›nlaflmas›- na katk› yapmak, bu alanda bilimsel etkinliklerde ve yay›nda bulunmak, toplum- bilimciler aras›nda birlik ve dayan›flmay› sa¤lamak” olarak ifade edilmifltir. Toplum Nedir? Toplum sosyolojinin en temel kavramlar›ndan biridir. En genifl anlamda toplum insanlar› etkileyen iliflkiler bütünüdür. Ancak, toplum bireylerin toplam› demek de¤ildir. Yani toplum tek tek insanlar›n bireysel davran›fllar›ndan oluflmaz. Ünlü Frans›z sosyolog Durkheim’in de belirtti¤i gibi toplum sadece parçalar›n toplam› de¤ildir. Durkheim toplumu yaflayan bir organizma olarak görür. Nas›l organizma- y› oluflturan parçalar›n birbirleriyle kurmufl olduklar› iliflkilerin bütünü ile organiz- ma yaflayabiliyorsa toplum da onu oluflturan birey, grup ve kurumlar›n toplam› de- ¤il, bunlar›n birbirleriyle kurmufl olduklar› iliflkilerin bir bütünüdür (Andersen and Taylor, 2006: 112). Nas›l bir foto¤rafç› bir manzara resmi çekerken resim tek tek parçalardan, dereler, da¤lar ve a¤açlardan meydana gelmiyor, resmi bütün olarak görüp manzaray› oluflturan parçalar›n bütününü ve bunlar›n birbirleriyle iliflkileri- ni görüp resmi canland›rabiliyorsa, toplum da ancak parça ve bütün iliflkisi görü- lerek bir anlam tafl›maktad›r. Böylece, toplum karfl›l›kl› olarak birbirine ba¤l› olan toplumsal iliflkiler bütünüdür. Toplum tek bafl›na de¤il kendini oluflturan parçalar›n bütünüdür. O halde bu parçalar nelerdir? Bunlardan birincisi ortak toprak parças›na sahip olmakt›r. Bu- na, ülke, vatan veya o anlama gelen herhangi bir kavram› verebiliriz. ‹kincisi be- lirli bir idare biçimini benimseyip ona uymakt›r. Yani ortak politik otoriteye sayg› göstermektir. Bu otoritenin ne oldu¤u önemli de¤il, ancak bu otoriteyi paylaflmak önemlidir. Üçüncüsü ise ortak bir kültüre ya da yaflam biçimine sahip olmakt›r. ‹nsan toplumu bir sosyal etkileflim sistemi olmas› nedeniyle, toplum üyeleri ortak ‹nsanlar›n bir toplum içinde varolmalar›n› sa¤layan birbirleriyle her tür ve biçimde kurmufl olduklar› iliflkilerin bütünü toplumdur. Toplum ortak bir toprak parças›na sahip olan, burada yaflayan, ortak bir kültürü paylaflan ve ayn› politik otoriteye uyan insanlar›n aralar›nda kurmufl olduklar› karfl›l›kl› iliflkilerin bir bütünü olarak tan›mlanabilir. 10 Davran› fl Bilimleri-I Toplumsal yap› toplumdaki organize olmufl toplumsal iliflkilerin bir bütünüdür. bir kültürü, bölgesel farkl›l›klara ra¤men paylafl›rlar. Kültürü oluflturan parçalar olan norm, de¤er, gelenek, inanç ve dil toplumun en önemli ortak özellikleridir. Toplumsal Yap› Sosyologlar toplumdan söz ederken onun yap›s› üzerinde dururlar. Yap›, birbirle- riyle iliflkili olan birtak›m parçalar›n bir bütünüdür (Özkalp, 2008: 44). Her fleyin bir yap›s› vard›r. Örne¤in “otomobilin yap›s› nedir?” dedi¤imiz zaman akl›m›za onu oluflturan parçalar gelir. Yani; motoru, gövdesi, tekerlekleri, aktarma organlar›, elektrik sistemi ve süspansiyon sistemleri akl›m›za gelir. Bunlar›n tek tek çal›flma- s› otomobili harekete geçirmez, her parçan›n birbiriyle anlaml› iliflkisi vard›r. Mo- toru olmayan bir araba çal›flmaz, motoru çal›flt›racak bir elektrik gücü veya aküsü olmaz ise motor çal›flmaz. Motorun içine ya¤ konulmaz ise motoru yine çal›flt›ra- mazs›n›z. Araban›n her fleyi tamam olsa da içine motora güç verecek yak›t koy- mazsan›z araba yine çal›flmaz. Görüldü¤ü gibi her parçan›n araban›n yürüyebilme- si için özel bir görevi vard›r. Bu parçalar›n birbiriyle anlaml› iliflkileri ile araba ça- l›fl›r hâle gelir. Bu organize iliflkiler toplumdan topluma farkl› olmakla beraber kendi aralar›n- da bir bütündür. Toplumsal yap›lar, toplumsal yaflam› oluflturan ve toplumlar› birbirinden farkl›laflt›ran iliflkilerdir (Gönç fiavran, 2009: 6). Böylece toplumsal ya- p› toplumun bir çerçevesidir ve bu çerçeve bizler do¤madan önce, insanlar›n bir- birleriyle kurmufl olduklar› iliflkiler ve kal›plar taraf›ndan tayin edilir. T›pk› kad›n ve erkekler aras›ndaki veya ö¤retmenler ve ö¤renciler aras›ndaki iliflkilerde oldu- ¤u gibi (Henslin, 1997: 94). Toplumsal Yap›y› Oluflturan Parçalar Toplumsal yap›y› oluflturan parçalar kültür, toplumsal s›n›f, statü, rol, grup ve top- lumsal kurumlard›r. Bu kitab›n bütünü içerisinde bütün bu kavramlar yeterince in- celenmesine ra¤men k›saca bu kavramlar› tan›tmakta fayda bulunmaktad›r. Kültür toplumsallaflma sürecinde ö¤rendi¤imiz ve paylaflt›¤›m›z her fleydir. Toplumsal s›n›f insanlar›n toplumsal ve ekonomik pozisyonlar›na göre ister bu pozisyonun bilincinde olsun ister olmas›n bölünmeleridir. Kültür Bir toplum içinde yaflayan bireylerin ö¤rendikleri ve paylaflt›klar› her fley kültür- dür. Kültür bizim etraf›m›z› saran veya çevreleyen bir zarf gibidir. Sosyologlar›n kültür olarak adland›rd›klar› fley, grubun kulland›¤› lisan, de¤erler, inançlar, dav- ran›fllar hatta ifadelerdir. Di¤er bir deyiflle kültür, bizi saran insanlardan ö¤rendi¤i- miz toplumsal bir mirast›r. Kültür kal›plar› içerisinde bütün bu ö¤rendiklerimiz bi- zim gelecekte nas›l bir insan olaca¤›m›z› belirler. Yani Eskimolar, Japonlar, Ruslar, Türkler taraf›ndan yetifltirilmemiz, orada do¤up büyümemiz bizi Eskimo, Japon, Rus veya Türk yapar. Böylece biz Japonca veya Türkçe veya Rusça konuflur, onla- ra benzer, onlar gibi davran›r, onlar›n de¤erlerini benimser ve onlardan biri hâline geliriz. Sadece d›flsal benzerli¤imiz de¤il, hissettiklerimizle de yetiflti¤imiz kültüre benzeriz. Yani Eskimo veya Türk gibi düflünür ve onlar›n hissettiklerini, duygula- r›n› paylafl›r›z (Henslin, 1997: 95). Toplumsal s›n›f ‹nsanlar›n bir toplum içersinde bulunduklar› yer ve mevki de çok önemlidir. Çün- kü, her toplumsal s›n›f kendine özgü gelir, yaflam biçimi, yerleflim yeri, e¤itim Ünite - Sosyolojiye Giri fl ve Yöntemi 11 düzeyi ile belirginleflir. Günümüzde kalabal›k insan gruplar›, sahip olduklar› ben- zer gelir düzeyi, e¤itim, yapt›¤› iflin niteli¤i ile ilgili olarak karfl›laflt›r›labilir sayg›n- l›k ölçüleriyle kendilerini s›n›f olarak tan›mlamaktad›rlar. ‹çinde bulundu¤umuz s›- n›fsal yap› sadece davran›fl kal›plar›m›z› de¤il, fikir ve düflüncelerimizi de etkiler. Hangi s›n›f›n bir üyesi olarak kendimizi görüyorsak o s›n›fa ait düflünce, giyim, ku- flam, nezaket, okuma yazma al›flkanl›¤›, meslek seçimi hatta politik tutumlara sa- hip olup bunlara özgü davran›fllar gelifltirmekteyiz. Statü Yaflad›¤›m›z toplumda birey farkl› konumlar› iflgal eder. Örne¤in Cumhurbaflkan›, k›z evlat veya erkek evlat, ö¤retmen, ö¤renci, difl teknisyeni gibi. Bireylerin statü- leri, içinde yer ald›klar› kurumlardan oluflur. Örne¤in bir lise ö¤retmeninin statüsü e¤itim kurumu içinde anlam tafl›r. Ayn› kurum içinde ö¤renci, okul müdürü, mü- dür yard›mc›s› gibi çeflitli statüler de bulunur. Bireyler zamanla çeflitli statülere sa- hip olduklar› gibi, ayn› zamanda da bu statüleri benimserler. Birey evde anne, ça- l›flma yaflam›nda banka müdürü, bir müzik grubunda korist veya solist olarak çe- flitli statülere sahip olabilir. Bireyin statüsü onun kim ve nereye uygun oldu¤unu ve kimlerle iliflki kuraca¤›n› belirler. Bireyler toplum içindeki statülerini iki flekilde elde ederler. Bunlar; Edinilmifl ve Kazan›lm›fl statülerdir. Edinilmifl statüyü birey bir çaba göstermeden do¤umuyla edinir. Bireyin yete- neklerinin, çabalar›n›n söz konusu olmad›¤› statüsüdür. Örne¤in ›rk, cinsiyet, yafl gibi faktörler onun edinilmifl statüsüdür. Asalet de bireyin çabas› olmadan baba- dan gelen bir edinilmifl statüdür. Yafll›, genç, kad›n, erkek, siyah, beyaz gibi statü- ler buna örnek verilebilir. Kazan›lm›fl statüde ise bireyin kendi çabalar› sonucu, gönüllü olarak elde etti- ¤i statüdür. Bilgisayar uzman›, doktor, avukat, eczac›, mühendis, sosyal hizmet uz- man› gibi statüler buna örnek verilebilir. Bu statüye sahip olabilmek için bireyle- rin bir çaba içinde olmalar› gerekir. Örne¤in okula gitmek, bir beceri ö¤renmek, konservatuvara gitmek, bir fley icat etmek gibi. Ancak, unutmamak gerekir ki sa- hip oldu¤umuz edinilmifl statümüz, bizim kazan›lm›fl statümüzü etkileyebilir. E¤er erkek iseniz bu ilerideki sosyal yaflant›m›zda çocuk bak›m›yla daha az u¤raflaca¤›- n›z›n göstergesi olabilir. Orta Ça¤da ve geleneksel toplumlarda edinilmifl statüler önemliyken günümüzde kazan›lm›fl statüler önem kazanmaktad›r. Rol Yaflam›m›z boyunca toplum bizlerden belirli roller üstlenmemizi bekler. Belirli statüleri iflgal eden bireylerden olan beklenti kal›plar›na rol diyoruz (Schaefer, 2010: 101). Bir taksi floförünün bizi istedi¤imiz adrese götürmesini, bir polisin bir h›rs›za müdahale etmesini, bir sekreterin gelen telefon mesajlar›n› uygun bir biçim- de yöneticilere iletmesini ve telefonda konuflmay› bilmesini bekliyoruz. Her rolün bireyden beklentileri ve ona verdi¤i baz› imtiyazlar vard›r. Her rol bir statü ile ilifl- kilidir. ‹nsanlar belirli statüyü iflgal eder ve ona uygun rol davran›fllar› sergilerler. Örne¤in bir birey evde anne, iflyerinde difl hekimi, ailede k›z kardefl, kad›n plat- formunda aktif bir üye, apartman›nda ise yönetici olabilir. Bireyin tafl›d›¤› rollerinden biri bir di¤eriyle uyuflmad›¤› zaman rol çat›flmas› ya- flanabilir. Bir statüyü iflgal eden bir bireyden olan farkl› beklentiler bu durumu or- taya ç›kar›r. Çal›flan bir kad›n›n çal›flma yaflam›nda çok iyi bir yönetici, evde ise ço- Statü bireyin toplum içinde yer ald›¤› sosyal konumu ifade eder. Rol grup veya toplum içindeki insanlar›n s›n›rlar› belirlenmifl olarak oynad›klar› bir oyundur. 12 Davran› fl Bilimleri-I cuklar›yla ilgilenen fedakâr ve iyi bir anne olmas› isteniyorsa birey bu durumda ça- t›flmaya düflebilir. Roller toplumsal yap›n›n en önemli parçalar›ndan biridir. Bireylerin çeflitli rol davran›fllar› sergilemesi, bu rollerin bir araya gelip kaynaflmas›yla toplum oluflur. Rollerin bireyler için tafl›d›¤› sorumluluklar toplumsal kargaflay› önlerler. Belirli norm, de¤er ve beklentileri olan bireylerin düzenli etkileflimleri ile ortaya ç›kan ve belirli say›da üyeden oluflan birleflmelere grup diyoruz. Toplumsal kurumlar, toplum içinde yaflayan insanlar›n gereksinimlerini karfl›layan organize olmufl kal›p ve davran›fllar bütünüdür (Schaefer, 2010: 103). Grup Grup, statü ve rolleri aras›nda belirli iliflkiler olan, herhangi bir büyüklükteki in- sanlardan oluflur. ‹nsanlar›n bir grubu oluflturabilmeleri için aralar›nda düzenli bir iliflkinin olmas› gerekir. Örne¤in günün belirli saatinde televizyon bafl›nda toplana- rak belirli bir TV dizisini seyreden insanlar grup de¤illerdir. Her ne kadar evlerin- de belirli saatte bir yerde olsalar da aralar›nda bir iliflki olmad›¤› için grup olarak tan›mlanmazlar, sadece izleyici olarak tan›mlanabilirler. Ayr›ca gruptan söz edebil- mek için insanlar›n kendilerini grup olarak veya “biz” olarak nitelendirmeleri ge- rekir. Ama ayn› izleyici kesimi bir stüdyoda bir araya getirilip birbirleriyle iliflki ku- rar ve kendilerini “biz” olarak nitelerlerse bir grubu oluflturabilirler (Andersen and Taylor, 2010: 113). Toplumsal Kurumlar Toplumlar, kültürel karakteristikleri ve onu oluflturan toplumsal kurumlar tara- f›ndan tan›mlan›rlar. Örne¤in, toplumsal düzeni korumak (hükümetler), ölen üye- lerin yerine yenilerini koymak, yeni do¤an çocuklar› topluma kazand›rmak (aile) gibi. Toplumsal kurumlar bir toplum içinde mevcut olan norm, de¤er ve davran›fl- lar›n temel dokusudur. Daha önce de belirtildi¤i gibi kurumlar toplum üyelerinin temel gereksinimlerini karfl›larlar. Örne¤in aile, çocuklar›n bak›l›p korunmas› ve kültürün gelecek nesillere aktar›lmas› fonksiyonunu üstlenirken, din kurumu in- sanlar›n dini inançlar›n› organize eder ve düzenler; e¤itim kurumu ise toplumun üyelerine yeni beceri ve meslekler kazand›r›r. Grup davran›fllar›nda oldu¤u gibi, kurumlar da do¤rudan gözlemlenemez ancak topluma yans›yan etkileri ve yap›s› görülebilir. Yani elle tutulup gözle görülemezler. Kurumlar ayn› zamanda insanlar aras›ndaki sosyal iliflkilerin kal›plar›n› olufltururlar ve düzen oluflumuna yard›mc› olurlar. Bir di¤er deyiflle, toplumda yaflayan insanlar›n nas›l davranmalar› gerekti- ¤i konusunda kurallar olufltururlar. Bizler de bu kurallara daha öncekiler gibi uya- rak devam ettiririz. T›pk› büyüklere sayg›, küçüklere sevgi göstermek, trafik kural- lar›na uymak gibi. Kurumlar kendilerini oluflturan üyeleri öldükten sonra da var- l›klar›n› sürdürürler. T›pk› e¤itim kurumundaki ö¤rencilerin e¤itimlerini tamamla- y›p hayata at›ld›klar›nda e¤itim kurumunun fonksiyonlar›n› onlar›n b›rakt›¤› yerden devam ettirmesi gibi. Görüldü¤ü gibi her toplumsal kurumun günlük yaflam›m›zda çok büyük etkileri vard›r. ‹nsanlar› ilgilendiren, toplumun içeri¤ini oluflturan ve fle- killendiren toplumsal kurumlard›r. Toplumsal kurumlar farkl›laflt›kça onu oluflturan bizler de giderek farkl›lafl›r ona uygun hale geliriz. Çünkü hiçbir kurum ayn› özel- likleriyle varl›¤›n› sürdüremez. Bu nedenle kurumlar sosyal dünyaya uyum sa¤la- mam›z› kolaylaflt›rd›¤› gibi yaflama da uyum sa¤lamam›z› etkiler (Henslin, 1997: 100). Kurumlar de¤ifltikçe, yap›lar› farkl›laflt›kça bizler de farkl› insanlar oluruz. Genelde aile, e¤itim, ekonomi, politik, din, medya, askeri örgütler, bilim ve sa¤l›k gibi kurumlar en çok bilinen kurumlar olarak toplumda yer al›rlar. Ünite - Sosyolojiye Giri fl ve Yöntemi 13 TOPLUM TÜRLER‹ Sosyolog Gerhard Lenski toplum ve toplumsal yap› konusunda farkl› bir yaklafl›m- la toplumlar›n s›n›flamas›n› yapar (Lenski, Lenski and Nolan, 1991: 361). Lenski’ye göre toplumlar devaml› bir de¤iflim sürecini yaflarlar ve bu de¤iflim sosyo-kültürel evrim olarak nitelendirilir. Lenski’ye göre toplumun içinde bulundu¤u teknoloji düzeyi onun organize olmas›nda çok önemli bir yer tutar. Teknolojinin geliflimine paralel olarak toplumlar endüstri öncesi bir yap›dan endüstriyel toplum ve endüstri sonras› toplumlar haline dönüflürler. Endüstri Öncesi Toplumlar yaflam› veya geçimleri topra¤a ba¤l› olup topra- ¤› sürerek veya iflleyerek kullan›rlar. Endüstri öncesi toplumlar: Avc› ve toplay›c› (Hunters and gatherers) toplumlar, Çobanl›kla geçinen (Pastoral) toplumlar, ‹lkel tar›m toplumlar› (Horticultural), Tar›m toplumlar (Agricultural) olmak üzere dörde ayr›l›r. Avc›l›k ve toplay›c›l›k toplumlar› insanl›k tarihinde ilk öne ç›kan toplum biçimi- dir. Yaflamlar›n›n büyük bir k›sm›n› vahfli hayvanlar› avlamak ve yiyecek bulmak- la geçirirler. Burada teknoloji minimum düzeydedir. Kendi aralar›nda organize gruplar oluflturarak yiyecek bulmak amac›yla devaml› hareket içersindedirler. Çok az bir ifl bölümü mevcuttur. Akrabal›k ba¤lar› güçlüdür ve otoritenin kayna¤›d›r. Bu nedenle aile önemli bir role sahiptir. Üretim, koruma ve e¤itim aile içerisinde yerine getirilir. Kaynaklar›n nadir oluflu nedeniyle, mal ve hizmetler aç›s›ndan eflit- sizli¤in en az oldu¤u toplum biçimidir. 20. yy. sonunda art›k bu toplumlar ortadan kalkm›fllard›r (Lenski, Nolan and Lenski, 2000). Orta Afrika’da yaflayan pigmeler ve Avusturalya’da yaflayan Aborijinler buna örnek verilebilir. Göçebe ve çobanl›k toplumlar› yaflamlar› hayvan yetifltirmeye ve evcillefltirme- ye dayal› olan ilkel toplumlard›r. Bir di¤er deyiflle çobanl›k yaparak geçinirler. Bundan 10-12 bin y›l önce ortaya ç›km›fllard›r. Hayvanlar›na yeni otlaklar bulmak amac›yla göçebe bir yaflant›ya sahiptirler. Yetifltirdikleri hayvanlar›n et, süt ve de- risinden yararlan›rlar. Ev araç gereçleri, çad›r yap›m› ve basit el aletleri yap›m›nda ileri gitmifllerdir. Materyal zenginlikleri, mal ve mülk sahipli¤i k›s›tl›d›r. Afrika ve Ortado¤u’da yaflayan Bedeviler buna örnek verilebilir. Tar›m öncesi toplumlar bahç›van kültürü özelli¤i tafl›rlar. Küçük bir toprak par- ças› üzerinde kendi gelifltirmifl olduklar› ilkel tar›m ve el aletleriyle topra¤› ifllerler. Nispeten yerleflik bir yaflama sahiptirler, her sene kulland›klar› topra¤› yeniden ifl- lerler, sürerler. Meksika’da Aztekler ve Peru’da yaflam›fl olan ‹nkalar bu toplumla- ra örnek verilebilir. Tar›m toplumlar› geçimleri tar›ma ba¤l› olan, saban kullanarak topra¤›n hava- lanmas›n› sa¤layan, ekip biçen; saban› çekmede hayvan gücünden yararlanan top- lumlard›r. Bundan yaklafl›k 5000 y›l önce ortaya ç›km›fllard›r. Henüz mekanik tar›- m›n geliflmedi¤i, ayn› tar›m arazisinin y›llarca sürülerek bir nesilden bir nesile ak- tar›l›p tar›m›n yap›ld›¤› toplumlard›r. Ayr›ca, tar›mda gübre kullan›m›yla ayn› top- raktan uzun y›llar ürün elde etme olana¤› do¤mufltur. Nüfusun kalabal›klaflmas›y- la, bir k›s›m nüfus tar›m d›fl› aktivitelerde yer alarak zamanla ihtisaslaflm›fl ve de- mircilik, seyislik, berberlik gibi meslekler ortaya ç›km›flt›r. Tar›m toplumlar›n›n bir baflka özelli¤i ilk defa s›n›flar›n belirginleflmesine yol açmas›d›r. Özellikle feodal ça¤da asiller s›n›f› ve topra¤a ba¤l› olarak yaflayan köleli¤in artmas›nda önemli bir rol oynam›flt›r. G. Lenski (1924-) Dört farkl› biçimi olan endüstri öncesi toplumlar yaflam› veya geçimleri topra¤a ba¤l› olan toplumlard›r. 14 Davran› fl Bilimleri-I Endüstriyel Toplumlar ilk olarak ‹ngiltere’de 1760-1830 y›llar› aras›nda yaflanan endüstriyel devrimin sonucunda, insan eme¤inin yerini mekanik güce b›rakt›¤› bir sürecin ard›ndan ortaya ç›km›fl bir yap›d›r. Art›k bu toplumda mal ve hizmetlerin üretiminde mekanizasyon öne ç›karak, üretimde canl› kuvvet kaynaklar›na olan ba¤›ml›l›k son derece azalm›fl hatta ortadan kalkm›flt›r. Endüstriyel toplum, gelifli- mini yeni keflif ve icatlara dayand›ran bu yeniliklerin tar›msal ve endüstriyel üreti- mi artt›rd›¤› ve yeni enerji kaynaklar›n›n (buhar gibi) kullan›ld›¤› bir toplum çefli- didir. Bu toplumlar endüstri öncesi toplumlara k›yasla devaml› ve h›zl› bir de¤iflim temposu içinde yer al›rlar. Bu de¤iflimler sonucunda yeni bir toplumsal yap› biçi- mi ortaya ç›km›fl ve di¤er toplumlara da örnek oluflturmufltur. ‹fl bölümü ve ihtisas- laflma geliflmifl, yo¤un bir sermaye ve teknoloji kullan›m› görülmüfltür (Andersen and Taylor, 2006: 133). Topraklar›n› terk eden aileler, kentlere gelerek, endüstriyel bölgelerde kurulan fabrika tipi organizasyonlarda çal›flmaya bafllam›fllar ve geçmi- flin köylü ve topra¤a ba¤l› aileleri endüstriyel toplumda iflçi statüsüne geçmifllerdir. Ayn› flekilde tren ve gemi ulafl›m› artm›fl, bölgeler ve insanlar aras›ndaki mal ve hizmet al›flverifli giderek h›zlanm›flt›r. Buna ba¤l› olarak e¤itim ailenin temelinden ç›karak resmi e¤itim kurumlar› olan okullara tafl›nm›fl ve ihtisaslaflm›fl bilginin öne- mi giderek yükselen bir de¤er haline gelmifltir. Endüstri Sonras› Toplumlar ve Bilgi Toplumlar› günümüzde yeni bir toplum bi- çimi ortaya ç›kmaktad›r. Yirminci yüzy›l toplumlar› materyal veya meta üretiminin artt›r›lmas› üzerinde dururlarken endüstri sonras› toplumlar; hizmet, bilgi ve bili- min üretimi ve da¤›t›m› üzerinde odaklanarak ekonomik anlamda bu sektörlere ba¤›ml› olmufllard›r (Bell, 1973). Bu toplumlar bilgi temelli toplumlar olup tekno- lojinin yaflamsal bir role sahip oldu¤u toplumsal organizasyonlard›r. Endüstri son- ras› toplumlar›n ana ç›kt›lar› mamul maddelerin üretiminden çok hizmettir. Çok sa- y›da insan e¤itim, bankac›l›k, yeni fikirler üretme ve yayma gibi mesleklere yöne- lerek bu alanda çal›flmaktad›rlar. Bu tür alanlarda reklamc›l›k, halkla iliflkiler, insan kaynaklar›, bilgi ifllem ve sistem analistli¤i gibi meslekler giderek popüler hâle gel- mektedir. Ayn› flekilde bilgisayarlara dayal› olan robotik, genetik mühendisli¤i ve lazer teknolojisi gibi meslekler de bu tür toplumlar›n merkezi ekonomilerinin ge- liflmifl teknolojilere dayal› olmas› nedeniyle giderek önem kazanmaktad›r (Ander- sen and Taylor, 2006: 134). Endüstri sonras› topluma veya bilgi toplumlar›na geçifl, toplumsal kurumlar üzerine de büyük etkileri olan bir süreçtir. Özellikle e¤itim ku- rumlar›, bilim ve teorik araflt›rmalar en yüksek öneme sahiptirler. Ancak belirli tek- nik becerilere sahip olmayan insanlar› bekleyen en büyük tehlike ise iflten ç›kar›l- ma, iflsizlik veya çok düflük ücretle niteliksiz iflçi olarak çal›flmakt›r. Ünite - Sosyolojiye Giri fl ve Yöntemi 15 Tablo 1.1 Sosyo Kültürel Evrim Sürecinin Aflamalar› Kaynak: Schaefer, 2010: 111. B‹L‹MSEL YÖNTEM VE AfiAMALARI Bir bilimin amac›na ulaflmas›n› her fleyden önce yöntemi sa¤lar. Hepimiz gibi sos- yologlar da günümüzdeki temel birtak›m soru ve sorunlarla ilgilidirler; Türkiye’de artan suç oranlar›n›n nedenleri, nüfus art›fl› ve artan nüfusun yol açt›¤› sorunlar, yafll›l›k ve yafll› bak›m hizmetlerinde ortaya ç›kan kaynak sorunu gibi. Bilimsel yöntem sistematik ve organize bir seri basamaktan oluflan ve araflt›rma problemi- nin objektif ve tutarl› bir çözüme ulaflt›r›labilmesi için izlenen yollar› içerir (Schae- fer, 2010: 29). ‹çinde yaflad›¤›m›z toplumu anlamada bilimsel araflt›rmalar›n ve yöntemin çok büyük bir önemi vard›r. Çünkü gün boyunca televizyon ve medya arac›l›¤› ile çeflitli konularda bir veri ve bilgi bombard›man›na u¤ruyoruz. Bir y›¤›n flirket yapt›¤› araflt›rmalar›n sonucunu bize göstererek ve üretti¤i g›da maddeleri- nin fayda ve üstünlüklerini yans›tarak bizleri bunlar› almaya güdülemektedir. E¤er bilimsel araflt›rma süreci konusuna yak›nsak, bu yap›lanlar› do¤ru bir flekilde ana- liz edebilme ve sonuçlar›n› do¤rulayabilme imkân›na sahip olabiliriz. Bu nedenle bilimsel araflt›rma iyi bir haz›rl›¤› ve planlamay› gerektirir. Bunun yap›lmamas› du- rumunda araflt›rma verileri do¤rular› göstermekten uzaklafl›r ve yanl›fl sonuçlar ç›- kar. Bu nedenle araflt›rmac› ilgilendi¤i konuya yans›z ve objektif bir biçimde yak- laflmal›, kendi öznel düflünce ve kanaatlerini katmamal›d›r. Sosyologlar ve di¤er araflt›rmac›lar araflt›rmalar›nda birbirine ba¤l› olarak geliflen befl basamakl› bir bilimsel yöntem sürecinden geçerek sonuca ulafl›rlar. Bunlar: Araflt›r›lmas› gereken sorunu ortaya koyup tan›mlamak, Konu ile ilgili daha önceki bilgileri araflt›r›p toplamak, yani literatür tarama- s› yapmak, Hipotezleri formüle etmek, Uygun bir araflt›rma tekni¤i ile veri toplamak ve verilerin analizini yapmak, Hipotezle ilgili sonuçlara ulaflmak ve gelifltirmektir (fiekil 1.1’de bu basa- maklar gösterilmektedir). Yöntem “nas›l” sorusuna cevap verir ve bir amaca göre haz›rlanm›fl araflt›rma plan›d›r. 16 Davran› fl Bilimleri-I Hipotezler sorunu aç›klayabilmek, iliflkileri gösterebilmek ve teoriden ne tür ç›kar›mlar yap›labilece¤ini veya araflt›rmadan ne bekledi¤imizi ortaya koyan önermelerdir. Araflt›r›lmas› gereken sorunu ortaya koyup tan›mlamak: Araflt›rman›n ilk aflamas› konu seçmektir. Bir baflka deyiflle araflt›rma sorusunu ortaya koymakt›r. Birçok araflt›rma projesinde ilk yap›lacak fley neden bu konuyu araflt›rmak istedi- ¤inizi en aç›k bir biçimde dile getirmektir, yani sorunu tan›mlamakt›r. Örne¤in, ne- den evsiz insanlar›n toplumdaki yaflam biçimleri ile ilgili oldu¤umuz veya toplu- mumuzda da giderek artan kapkaç olaylar›n›n art›fl nedeni veya artan intihar giri- flimleri, sosyologlar›n ilgilendikleri ilginç araflt›rma konular›d›r. Amaç, toplumun il- gisini çeken baz› konular›n oluflum nedenleri hakk›nda bilgi toplamak ve toplum- sal sorunlar yaflayan bu insanlara yard›mc› olmakt›r. Araflt›rma yapman›n ikinci önemli nedeni geçmiflteki kuramlar ve yap›lan arafl- t›rmalard›r. Birçok nedenle sosyologlar araflt›rmalar›n bulgular›na itiraz edebilir ve- ya ayn› fikirde olmayabilir. Bu nedenle daha detayl› bir elefltiri ortaya koymak amac›yla yeni araflt›rmalar planlayabilirler. ‹yi dizayn edilmifl araflt›rmalar birçok sosyologa ilham kayna¤› olabilir ve daha derinlemesine yap›lacak araflt›rmalara kaynak olabilirler. Örne¤in evsiz yaflayan kad›n ve erkeklerin geçmifl ifl tecrübele- rini karfl›laflt›rmak veya insanlar›n neden ›rza geçti¤ini ve bunu azaltmak için neler yap›labilece¤ini sorgulamak gibi (Henslin, 2006: 122). Konu ile ilgili literatürü taramak: ‹kinci aflama o konuyla ilgili daha önce yap›lm›fl olan araflt›rmalar› ve çal›flmalar› dikkatli bir biçimde incelemektir. Çünkü daha önce yap›lm›fl araflt›rmalar› incelemek bizi hem tekrarlardan hem de yapabi- lece¤imiz hatalardan uzak tutar. Hipotezleri formüle etmek: Üçüncü aflama hipotezler gelifltirmektir. Bir di- ¤er deyiflle de¤iflkenler aras›ndaki iliflkilerdir. Sosyologlar da di¤er bilim dallar›nda oldu¤u gibi olaylar aras›ndaki neden sonuç iliflkilerini araflt›r›rken çeflitli de¤iflken- Ünite - Sosyolojiye Giri fl ve Yöntemi 17 ler kullan›rlar. Her hipotezde iki tür de¤iflken yer al›r. Bunlar ba¤›ms›z ve ba¤›m- l› de¤iflkenlerdir. Örne¤in gelir, din, meslek veya cinsiyet birer de¤iflkendirler. De- ¤iflken, ölçülebilen bir özellik veya bir karakteristik olup farkl› koflul ve durumlar- da de¤iflebilir. Araflt›rmac›lar hipotezleri formüle ederken genelde bir davran›fl ve- ya faktörün, bir baflka faktör veya davran›fl üzerindeki etkisini incelerler. Örne¤in, iflsizlik faktörünün boflanmalar üzerindeki etkisini inceledi¤imiz bir araflt›rmada ifl- sizlik esas nedenimiz oldu¤u için ba¤›ms›z de¤iflkendir. Ba¤›ms›z de¤iflken böyle- ce belirleyici olan de¤iflkendir, diyebiliriz. ‹kinci de¤iflkenimiz olan ba¤›ml› de¤ifl- ken ise belirleyici olan veya ba¤›ms›z de¤iflene ba¤l› olarak de¤iflen de¤iflken de- mektir. Bir baflka deyiflle araflt›rmac› ba¤›ms›z de¤iflkenin ba¤›ml› de¤iflkeni etkile- yen veya de¤iflime neden olan de¤iflken oldu¤una inan›r. Bir önceki örne¤imizde boflanma s›kl›¤› veya oran› bizim ba¤›ml› de¤iflkenimizdir. Çünkü, bireyin iflsizlik durumuna ba¤l› olarak de¤iflebilmektedir. Genelde ba¤›ms›z de¤iflken bir durum, ba¤›ml› de¤iflken ise bir davran›fl olarak ortaya ç›kar (Özkalp, 2009: 14). Ba¤›ml› ve ba¤›ms›z de¤iflkeni tan›mlamak neden sonuç iliflkilerinin belirlenmesinde kritik bir aflamad›r. Örne¤in toplumda izole olarak yaflayanlar›n veya toplumsal ba¤l›l›¤› düflük olan insanlar›n intihar girifliminde bulunmalar›n›n daha yüksek oldu¤unu ileri süren bir hipotezde, toplumsal ba¤l›l›k veya izole yaflam ba¤›ms›z, intihar gi- riflimi ise ba¤›ml› de¤iflkenimizdir. Çünkü, intiharlar›n nedeni olarak toplumsal izo- lasyon gösterilmektedir. Her hipotezde konu ile ilgili çeflitli kavramlar yer al›r; toplumsal ba¤l›l›k, sosyal izolasyon, intihar gibi. Bu kavramlar›n herkesin anlayabilece¤i bir biçimde tan›m- lanmas› daha sonra ileri sürülecek kuramlar›n anlafl›lmas› aç›s›ndan büyük önem tafl›r. Ba¤›ms›z de¤iflken bir di¤erini etkileyerek esas neden olan veya etkileyen de¤iflken demektir. Ba¤›ml› de¤iflken ise ba¤›ms›z de¤iflkene ba¤l› olarak de¤iflen de¤iflkendir. Uygun bir araflt›rma tekni¤i ile veri toplamak ve verileri analiz etmek: Araflt›rman›n bu aflamas›nda hipotezimizi test etmek için bilgiye veya verilere ihti- yaç vard›r. Bu nedenle bilgi toplama yöntemine araflt›rma metodolojisi denir. Sosyologlar araflt›rmalar›nda nicel ve nitel teknikler kullanarak sürdürürler. Nicel araflt›rma teknikleri aras›nda; Gözlem, Saha araflt›rmas›, Anket, Görüflme ve Deney tekni¤i yer al›rken, nitel araflt›rma teknikleri aras›nda; Derinlemesine görüflme, Yaflam öyküsü, Doküman incelemesi, Vaka incelemesi veya çal›flmas› gibi teknikler yer al›r. Bu tekniklere bundan sonraki bölümde k›saca de¤inilecektir. Araflt›rma yönteminin tespitinden sonraki aflama bilgiyi toplamak ve analiz et- mektir. Bilgi toplaman›n önemli bir aflamas› bir örneklem seçip bu örneklem üzerin- de seçilen yöntemi kullanmakt›r. Bilimde incelenen konunun bütünü üzerinde arafl- t›rma yapmak çok güç oldu¤u için sosyologlar incelenen konunun bir k›sm›n› ele al›p inceleyerek vard›klar› sonuçlar› genellerler. ‹flte bu olaya örnekleme denir. Bir araflt›rman›n bilgi toplama yöntemine araflt›rma metolojisi ad› verilir ve araflt›rmalarda nicel ve nitel veriler kullan›l›r. Örnekleme, bir bütünün, içinden seçilmifl parçalar›yla temsil edilmesidir. 18 Davran› fl Bilimleri-I Güvenirlik, bir ölçme arac›n›n ayr› ayr› ölçümlerde kararl› ve benzer sonuçlar elde etme yetene¤idir. Geçerlilik ise, ölçme arac›n›n konusuna uygun olmas›d›r. Araflt›rma, sosyologlar›n ilgilenmifl olduklar› birtak›m sorulara yan›tlar bulmak amac›yla kulland›klar› bir alettir. Birçok örneklem seçim tekni¤i olmas›na karfl›n sosyal bilimciler genelde basit tesadüfi örnekleme tekni¤ini kullan›rlar. Bu teknikte örnekleme giren her kiflinin eflit oranda seçilme flans› vard›r. Örne¤in, bir araflt›rmac› bir flehirde yaflayan insan- lar›n fikirlerine ihtiyaç duyup bunlar› araflt›racaksa, telefon rehberinden bilgisayar yard›m›yla basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile bu isimleri ve adresleri seçebilir. Buna tesadüfi örnekleme denir (Schaefer, 2010: 30). E¤er araflt›rmac› ender veya zor tespit edilebilen insanlar üzerinde araflt›rma yap›yorsa, örne¤in uyuflturucu ilaç ba¤›ml›lar› veya sokak çeteleri gibi o zaman da buna uygun örnekleme teknikleri- ni kullan›rlar. Veri toplanmas› aflamas›nda bir di¤er önemli konu verilerin güvenirli¤i ve ge- çerlili¤idir. Güvenirlik, araflt›rman›n farkl› uygulamalarda kararl› ve benzer sonuç- lar elde etme yetene¤idir. Yani, bir flehirde yap›lan bir araflt›rma insanlar›n tacize u¤rama oranlar›n› % 1, bir baflka araflt›rma % 10 olarak gösteriyorsa bu araflt›rma güvenilir de¤ildir. Araflt›rmalar aras›nda tutars›zl›k var demektir. Tutars›z tan›mla- malar veya yanl›fl örneklem seçimi araflt›rman›n güvenirlili¤ini etkileyebilir. Geçer- lilik ise ölçme arac›n›n ölçmek istedi¤ini do¤ru olarak ölçmesi ve konusuna uygun olmas›d›r. Örne¤in metre uzunlu¤u ölçmek için geçerlidir ancak zaman› ölçmek için geçerli bir araç de¤ildir. Burada önemli olan hiç kimsenin neyin nas›l ölçüldü- ¤ü konusunda hiçbir flüphesinin olmamas› ve konudaki yeterlili¤imizdir. Bilgilerin analizi aflamas›nda çeflitli bilgisayar programlar› (SPSS vb.) ve teknik- ler kullan›l›r. Örne¤in korelasyon ve regresyon analizleri gibi (Burada bu teknikle- re de¤inilmeyecektir. Bunlar istatistik derslerinde detayl› olarak incelenecektir). Hipotezle ilgili sonuçlara ulaflmak ve ileri düzeyde araflt›rma gelifltir- mek: Art›k araflt›rman›n son aflamas›na gelinmifltir. Burada toplad›¤›m›z bilgilerin öne sürdü¤ümüz hipotezimizi destekleyip desteklemedi¤ini gösterip bunu bilim- sel bir toplulukla paylaflmak durumunday›z. E¤er elde etti¤imiz bilgiler hipotezi- mizi destekler nitelikte ise art›k kuramlar gelifltirebilir, aksine desteklemiyorsa hi- potezimiz reddedilir ve kurama flüphe ile bak›l›r. Bazen de kuram›m›z yeniden for- müle edilerek, yeni hipotezler gelifltirilir ve bunlar›n s›nanmas›na geçilir. Araflt›r- man›n son aflamas› araflt›rma ile ilgili rapor haz›rlay›p bunu bilimsel ortamlarda sunmak, getirilen elefltirileri göz önüne almak ve araflt›rmay› bir makale veya kitap haline getirmektir. Araflt›rman›n bilimsel bir dergide yay›nlan›p kitap haline gelme- siyle o araflt›rma art›k bilimsel bir toplulu¤a ait olmufl demektir. Böylece bulunan sonuçlar di¤er araflt›rmac›lar taraf›ndan kullan›l›r hale gelir. Baflka araflt›rmac›lara araflt›rma konusu olur. SOSYOLOJ‹N‹N ARAfiTIRMA YÖNTEM VE TEKN‹KLER‹ Sosyal bilimler alan›nda yürütülen araflt›rmalar›n temel amac› toplumsal olay ve olgulara iliflkin geçerli ve güvenilir bilgilere ulaflmakt›r (Gönç fiavran, 2009: 79). Sosyoloji de sosyal bilimlerden biri