Hukuk Sosyolojisine Giriş

Choose a study mode

Play Quiz
Study Flashcards
Spaced Repetition
Chat to Lesson

Podcast

Play an AI-generated podcast conversation about this lesson
Download our mobile app to listen on the go
Get App

Questions and Answers

Aşağıdakilerden hangisi Auguste Comte'un sosyolojiye yaptığı katkılardan biri değildir?

  • Pozitivizm ve sosyolojinin kurucusu olarak nitelendirilmesi
  • Hukuk sosyolojisini modern toplumlarda bir çalışma alanı olarak konumlandırması (correct)
  • Toplumu makrososyoloji, grupsal yapılar ve mikrososyoloji olmak üzere üçe ayırması
  • Sosyolojiyi 'socius logos' olarak adlandırması

Aşağıdakilerden hangisi Sanayi Devrimi'nin bir sonucu olarak ortaya çıkmamıştır?

  • Dil ve müzik farklılaşması
  • Teknolojinin gelişmesi
  • Nüfus artışı
  • Yönetim biçimlerinin değişmesi (correct)

Aşağıdakilerden hangisi Durkheim'ın toplumsal kurallara yaklaşımını en iyi şekilde yansıtır?

  • Toplumsal kurallar, bireylerin ekonomik çıkarlarını korumak için konulmuştur.
  • Toplumsal kurallar, toplumun doğasıyla alakalıdır ve onlara başkaldırılabilir veya uyulabilir. (correct)
  • Toplumsal kurallar, bireylerin kişisel özgürlüklerini kısıtlayan gereksiz sınırlamalardır.
  • Toplumsal kurallar, değişmez ve mutlak doğrular olup, her zaman itaat edilmelidir.

Aşağıdakilerden hangisi sosyolojinin antropoloji ile ilişkisine dair doğru bir ifadedir?

<p>Antropoloji, sosyolojiye göre daha geniş bir kültürel yaklaşıma sahiptir. (D)</p> Signup and view all the answers

Marx'a göre toplumsal yapıyı en çok ne etkiler?

<p>Ekonomi (D)</p> Signup and view all the answers

Aşağıdakilerden hangisi sosyolojiden sosyolojilere geçiş döneminin nedenlerinden biri değildir?

<p>Siyasi ideolojilerin etkisi (B)</p> Signup and view all the answers

Hukuk sosyolojisi terimini ilk kullanan kişi kimdir?

<p>Dionisio Anzilotti (A)</p> Signup and view all the answers

Aşağıdakilerden hangisi Batı biliminde tarihi dönemlerden biri değildir?

<p>Feodal toplumlar (C)</p> Signup and view all the answers

Modernite sonrası dönemde modern dönemin ideolojisi olarak kabul edilen yaklaşım hangisidir?

<p>Pozitivizm (D)</p> Signup and view all the answers

Aşağıdakilerden hangisi hukuku toplumdan bağımsız olarak ele alan görüşlerden biri değildir?

<p>Savigny'nin görüşü (C)</p> Signup and view all the answers

Savigny hukukun kaynağı olarak neyi savunmuştur?

<p>Milletin ruhunu (A)</p> Signup and view all the answers

Jhering'e göre hukukun temel amacı nedir?

<p>Toplumsal faydayı sağlamak (C)</p> Signup and view all the answers

Durkheim'a göre toplumsal dayanışma türlerinden hangisi iş bölümünün daha karmaşık olduğu toplumlarda görülür?

<p>Organik dayanışma (A)</p> Signup and view all the answers

Marx ve Engels'e göre hukuk nasıl bir kurumdur?

<p>Üst yapı kurumu (A)</p> Signup and view all the answers

Max Weber'e göre aşağıdakilerden hangisi toplumsal eylem türlerinden biri değildir?

<p>Ekonomik eylem (C)</p> Signup and view all the answers

Aşağıdakilerden hangisi Leon Duguit'nin hukuk anlayışının temel kavramlarından biridir?

<p>Toplumsal dayanışma (C)</p> Signup and view all the answers

Ehrlich'e göre hukukun kaynağı nedir?

<p>Toplumun yaşayan kuralları (B)</p> Signup and view all the answers

Petrażycki'ye göre hukuk hangi unsurlardan oluşur?

<p>Duygu ve sezgi (B)</p> Signup and view all the answers

Aşağıdakilerden hangisi Petrażycki'nin hukukta organizasyon işlevleri kavramı içinde yer almaz?

<p>Ekonomik işler (B)</p> Signup and view all the answers

Aşağıdakilerden hangisi Durkheim'ın toplumu bir arada tutan olguya dair görüşlerinden biri değildir?

<p>Toplumsal olgular bireyin ekonomik çıkarlarına hizmet eder. (C)</p> Signup and view all the answers

Flashcards

Hukuk Sosyolojisi

Toplumu inceleyen bilim dalıdır ve Auguste Comte tarafından kurulmuştur.

Makrososyoloji

Toplumu en geniş anlamda ele alan sosyoloji yaklaşımıdır.

Mikrososyoloji

Toplumu bireysel yaklaşımla ele alan sosyoloji dalıdır. Psikoloji ile ilişkilidir.

Antropoloji

İnsanın bilinçsel gelişimini ve toplumsal yaşamla ilişkisini ele alan bilimdir. İnsan merkezlidir.

Signup and view all the flashcards

Karl Marx

Toplumsal yapıyı ekonomiyle tanımlayan düşünür.

Signup and view all the flashcards

Sosyolojiden Sosyolojilere Geçiş Nedeni

Toplumsal olgunun karmaşıklığı ve gözlem tekniklerinin farklılığı.

Signup and view all the flashcards

Toplumsal Yapılar Alanı

Toplumsal yapılar, örf, adet, eğitim gibi unsurları inceler.

Signup and view all the flashcards

Dionisio Anzilotti

Hukuk sosyolojisi terimini ilk kullanan kişidir.

Signup and view all the flashcards

Anzilotti'nin İlk Tanımı

Hukuki olayların ampirik olarak tanımlanması gerektiğini savunmuştur.

Signup and view all the flashcards

Ticaretin Denizlere Açılması

Deniz yoluyla ticaretin başlamasıyla uluslararası ticaretin yaygınlaşması.

Signup and view all the flashcards

Modernite Sonrası Dönem

Modern dönemin kendine özgü kuramları vardır. Pozitivizm bu dönemin ideolojisidir.

Signup and view all the flashcards

Hukuk Sosyolojisi

Modern toplumlarda çalışma alanı bulan sosyoloji dalıdır.

Signup and view all the flashcards

Austin ve Kelsen

Hukuku toplumdan bağımsız gören yaklaşımlardır.

Signup and view all the flashcards

ABD Hukuk Sistemi

İçtihatları temel alan ve uygulayan hukuk sistemidir.

Signup and view all the flashcards

Jhering

Hukukun görevinin toplumsal faydayı sağlamak olduğunu savunur.

Signup and view all the flashcards

Eugen Ehrlich

Hukukun toplumsal bağını ileriye götüren ve yaşayan hukuk olduğunu savunur.

Signup and view all the flashcards

Marx ve Engels

Hukuku üst yapı kurumu olarak gören düşünürler.

Signup and view all the flashcards

Max Weber

Toplumsal eylemleri dörde ayırmıştır: Amaç-rasyonel, Değer-rasyonel, Duygusal, Geleneksel.

Signup and view all the flashcards

Yöntembilim

Toplumsal olayları izah ederken izlenen yöntemin önemli olduğunu vurgular.

Signup and view all the flashcards

Leon Duguit

Toplumsal kuralların varlığı için toplumdaki bireylerin bunlara inanması gerektiğini savunur.

Signup and view all the flashcards

Study Notes

Derse Giriş

  • Auguste Comte sosyolojinin kurucusudur.
  • Hukuk sosyolojisi, toplumu inceleyen bir bilim dalıdır.
  • Comte'ye göre sosyoloji, bilimler sınıflandırmasında doğa bilimleri arasında yer alır.
  • Günümüzde, doğa bilimleri ve sosyal bilimler ayrımı mevcuttur ve sosyoloji sosyal bilimler kapsamındadır.
  • Hukuk sosyolojisi, toplumun bir parçasıdır.
  • Hukuk, soyut düşünceyi ortaya koyar.
  • Hukuk sosyolojisinin ortaya çıkışında iki önemli tarihsel olay bulunmaktadır: Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi.

Sanayi Devrimi

  • Nüfus artışı yaşanmıştır.
  • Kente göçler artmıştır, çünkü yeni iş imkanları ortaya çıkmıştır.
  • Yönetim biçimleri değişmiştir.
  • Tüketim artışı gözlemlenmiştir.
  • Dil ve müzikte farklılaşmalar olmuştur.
  • Eğitim gelişmiştir.
  • Teknolojide ilerlemeler kaydedilmiştir.
  • İletişim olanakları artmıştır ve bu durum göç olgusuyla bağlantılıdır.
  • İş bölümü karmaşıklaşmıştır.
  • Cinsiyet rollerinde değişim yaşanmıştır, çünkü iş gücüne olan ihtiyaç artmıştır.

Auguste Comte

  • Hukuk sosyolojisinin toplumu inceleyen bir bilim olduğu görüşündedir.
  • Pozitivizm ve sosyolojinin kurucusu olarak kabul edilir.
  • Sosyolojiyi ilk kez 'socius logos' olarak adlandırmıştır.
  • Toplumu üç başlık altında inceler:
    • Makrososyoloji: Toplumu en geniş anlamda ele alır.
    • Toplumun grupsal yapılar yaklaşımı
    • Mikrososyoloji: Toplumu bireysel yaklaşımla ele alır; psikoloji ve sosyoloji bu yaklaşıma dahildir.
  • Sosyoloji ve hukuk sosyolojisi arasında kesin bir ayrım çizgisi olmadığını belirtir.

Felsefe ile Sosyoloji İlişkisi

  • Toplumsal ahlak kurallarından bahseder.
  • Ahlak kuralları bazen toplumsal kurallarla çelişebilir.
  • Durkheim'a göre, bu durumda insanların itaat etmeme hakkı doğar çünkü hem toplumun bir parçasıyız hem de bireyiz.
  • Toplum dinamik bir yapıdır.
  • Toplumun kurallarıyla gerçeklik arasında farklılıklar olabilir. Bu kurallara uyulabileceği gibi başkaldırı da olabilir.
  • Her iki durum da toplumun doğasıyla ilgilidir.
  • Toplumun kurallarına itirazlar, geçmişteki kurallara yöneliktir.
  • İtiraz edilmiyorsa, o kuralların şu an geçerli olduğu anlaşılır.
  • Birlikte yaşanılan toplumda zaman farklılıkları bulunur.

Psikoloji ile Sosyoloji İlişkisi

  • Mikrososyoloji yaklaşımında önemli bir yere sahiptir.
  • Psikoloji, ruh ve zihinle ilgili dinamikleri ele alır ve süreçlerle ilgilenir.
  • İnsanın bilinçsel yönü, sosyolojik yönteme yaklaşımı ortaya çıkarır.
  • Toplumu incelemek için psikolojinin sosyoloji alanında yer alması, yorumlamada psikolojik analizlerle sosyolojik çıkarımlar elde edilmesi eleştirilir ve bu duruma psikolojizm denir.

Antropoloji ile Sosyoloji

  • Antropoloji, insanın bilinçsel gelişimini ve toplumsal yaşamla ilişkisini ele alır.
  • İnsan merkezlidir ve insanın hem fiziksel farklılıklarını hem de kültürel yapısını aynı anda inceler.
  • Sosyolojiye göre daha geniş bir kültürel yaklaşım sunar.

Ekonomi ile Sosyoloji İlişkisi

  • Toplumsal süreçler ve olgular ile ekonomi arasında bir ilişki vardır.
  • Durkheim ve Weber, ekonomik kurumlar ve ilişkilerin çok yakın olduğunu ifade ederler.
  • Marx ise toplumsal yapıyı ekonomi üzerinden tanımlar.

Sosyolojiden Sosyolojilere Geçiş Dönemi

  • Sosyal olgunun karmaşıklığı ve gözlem tekniklerinin farklılığı
  • Genel sosyolojinin tartışmasız bir üst taban yaratmaması
  • Eğitimde farklılaşmalar nedeniyle doğduğu söylenebilir.

Diğer Alanlar

  • Toplumsal yapılar alanı: toplumsal yapılar yer alır ve toplum açısından temeldir (örf, adet, eğitim vb.).
  • Yerleşim birimleri alanı: farklı yerleşim birimlerinde olmanın toplumsal yapıya etkisi incelenir.
  • Sosyal gruplar alanı: teoriktir ve bir kişi birden fazla gruba üye olabilir.
  • Uzmanlaşma, genel bilgilerin kaybolmasına neden olabileceği için sakıncalı olabilir.
  • Hukuk sosyolojisi terimini Dionisio Anzilotti kullanmıştır ve bu terim 'socilogia juridicia'dır.

Dionisio Anzilotti

  • Hukuki olayların ampirik olarak tanımlanmasını ilk tanım olarak kabul eder.
  • Hukuki olay, hukuk düzeninin kendisine sonuç bağladığı olaylardır.
  • Ampirik, deneysel olaylar anlamına gelir.
  • Tanımı eleştirilmiş ve eksik bulunmuştur.
  • Modernite konusuna girmiştir ve moderniteye geçiş dönemini ele almıştır.
  • Sosyolojinin kurucusu Comte'dir, ancak modern öncesi dönemde de sosyoloji izleri görülebilir (örneğin Montesquieu ve İbn-i Haldun).

Tarihsel Süreçler

  • Batı biliminde tarihi dönemler: İlkel toplumlar ve Uygarlıklar (antik dönem/modern öncesi, ortaçağ ve modern dönem olarak üçe ayrılır).
  • İlkel toplumlarda düşünsel faaliyet azdır ve doğa ile kişilerin bedenleri arasında bir bağ vardır; akıl ile açıklanamayan yaklaşımlar mevcuttur ve düşünsel değildir.
  • Uygarlıklar, ilk uygarlıkların ortaya çıktığı toplumlardır ve beslenme, barınma gibi ihtiyaçların yanı sıra kültürel yaklaşımlar da bulunmaktadır.
  • Deniz yolu ticareti başlar ve uluslararası ticaret yavaş yavaş gelişir.
  • Mitolojik yapılarla birlikte bilimsel yaklaşımlar ortaya çıkar.

Orta Çağ

  • Kilise egemenliği dönemidir.
  • Uluslararası ticaret yaygınlaşır.
  • Kültürel faaliyetler görülür.
  • İnsan aklının bilgi kaynağı olduğuna dair görüşler ortaya çıkar.

Modern Dönem

  • Immanuel Kant, insanın aklını bağımsız olarak ele alır.
  • Bu dönem bir kırılma noktasıdır.
  • Günümüze yakın modern yaklaşımlar vardır.
  • Antinogedis, sosyolojik yöntemin yeni kurallarını inceler ve ilkel toplumlarda sihir ve büyü konularını sorgular.

Modernite Sonrası Dönem

  • Modern döneme özgü kuramlar vardır.
  • Pozitivizm (Comte), modern dönemin ideolojisidir.
  • Yeni bir sınıf ortaya çıkar ve toplumsal yapı değişir; şehirli denilen yeni bir toplum oluşur.
  • Yerleşik ve göçebe sınıf ayrımı vardır. İbn-i Haldun bu konuda incelemeler yapmıştır.
  • Montesquieu, coğrafi koşulların ve nüfus sayısının toplumlar üzerinde belirleyici bir rol oynadığını belirtmiştir.
  • Sosyoloji modern dönemde yer alır ve hukuk sosyolojisi modern toplumlarda çalışma alanı bulmuştur.

Hukuku Toplumdan Bağımsız Olarak Ele Alan Görüşler

  • Austin (iradeci) ve Kelsen (normcu) bu görüşü savunur.
  • Hukuki normativizm ve analitik hukuk anlayışı bu yaklaşıma aittir.
  • Fransa'da yorumcu okul ideolojisi, hukuku normlar ve bu normlarla oluşturulan bir yapı olarak ele alır.
  • Hukuku inceleyenlerin amacı, kanunu incelemek ve yorumlamaktır.
  • Austin buyruk, Kelsen ise norm olarak hukuku ele alır ve toplumu dikkate almazlar.
  • ABD hukuk sistemi, içtihatları temel alır ve uygulamaları bu doğrultuda geliştirir; içe kapanık bir hukuk anlayışıdır.
  • Toplumsal olanı dışlamak bir metafordur.

Hukuku Toplumdan Bağımsız Ele Almayan Görüşler

  • Almanya'nın moderniteye geç ulaşmış olduğu ve kendine özgü bir hukuk sistemi olduğu savunulur.
  • Thibaut, Alman hukuk sisteminin Fransa kanunlarına göre kurulmasını önerir.
  • Savigny, Alman milletinin Fransızlardan farklı olduğu için kendi kanunlarını oluşturması gerektiğini savunur ve hukuksal metinlerin norm olarak görülmesine karşı çıkar.
  • Krichmann, yasal metinlerin toplumdan ayrı değerlendirilmemesi gerektiğini belirtir.
  • Jhering, toplumsal fayda yaklaşımına göre hukukun görevinin toplumsal faydayı sağlamak olduğunu savunur ve toplumsal boyutun işin içine katılması gerektiğini ifade eder.
  • Oliver Wholmes, hukukun yaşamın deneyimlerinden kaynaklandığını belirtir ve hukuka kötü adamın gözüyle bakar; hukuk ortaya çıkan kararlardan oluşur.
  • Christopher Langdell, toplumsal yapının hukuk üretmediğini savunur.
  • Eugen Ehrlich, hukukun toplumsal bağını ileriye taşıdığını ve yaşayan hukuk olduğunu ifade eder; normların yargı kararlarının oluşumunda toplumun etkisini ve diğer deneyimleri de dikkate alır ve örf adet hukukunu örnek gösterir; toplumsal normların yaptırımları da hukuk olarak kabul edilir.

Hukuki Pozitivizm

  • Hans Kelsen, Jhon Austin, Christogher Langdell ve Savigny gibi düşünürler katkı sağlamıştır.
  • Pozitivizm, hukuku toplumdan bağımsız bir parça olarak görür.
  • Hukuku ortaya koyan bir irade olduğunu ve hukuk kavramının ne olduğunu belirlemeye çalıştıklarını savunur.

Durkheim

  • Modern sosyolojinin kurucusu olarak bilinir.
  • Toplumsal iş bölümü ve toplumsal olguları araştırmıştır.
  • Toplumları ikiye ayırır:
    • Homojen toplumlar: Daha basittirler ve mekanik dayanışma söz konusudur.
    • Uygarlıklar: Uzmanlaşma vardır ve toplumsal dayanışma daha karmaşıktır; organik dayanışma söz konusudur.
  • Toplumsal dayanışmayı hukuk özelinde ikiye ayırır:
    • Organik dayanışma: İş bölümü ve uzmanlaşma vardır; hukuk baskısının karşısında işbirliğinin yönünü belirler, bireyselleşme vardır ve amaç caydırıcılık ve onarmadır.
    • Mekanik dayanışma: İş bölümü daha basittir; hukuk daha baskıcıdır ve kişiyi cezalandırmak ve toplumdan dışlamak amaçlanır.
  • Toplumu bir arada tutan olgunun ne olduğu sorusunu ele alır.
  • Toplumsal olguların nesneler gibi gözlemlenebilir olduğunu belirtir ve ikiye ayırır:
    • Maddi toplumsal olgular: Pozitif hukuk yasalarıdır ve somut olarak gözlemlenebilirler.
    • Maddi olmayan toplumsal olgular: Dolaylı olarak gözlemlenebilirler ve hukuk sosyolojisi bu alan içindedir.
  • Toplumsal olguların dış görünüşü olduğunu ve birey üzerinde dış baskı yaptığını belirtir.
  • Öznel bilinçten (bireyin kendisini ilgilendiren görüşleri) bağımsız bir yaklaşım sergilenemeyeceğini savunur.
  • Gözlemlenebilen olgular arasında suç ve ceza örneğini verir ve toplumun bir anlayışa suç demesi durumunda bunun maddi olmayan toplumsal bir olgu olduğunu ifade eder.
  • Toplumsal olgu, başka bir toplumsal olgunun nedeni veya sonucu olabilir.

Marx - Engels

  • Hukuku, üst yapı kurumu olarak görürler.
  • Tarihsel materyalizmin kurucularıdır.
  • Tarihin belirli aşamalardan oluştuğunu belirtirler.
  • Toplumun ilerlemesini çatışmalarla ilişkilendirirler.
  • Hukukun ortaya çıkışını ekonomik gerekçelere bağlarlar.
  • Toplumsal sınırların olduğunu ve üç sınıfın bulunduğunu ifade ederler: üretim araçları elinde olanlar (kapitalistler), emeklerinden başka bir şeyi olmayanlar ve toprak sahipleri.
  • Alt yapıların üst yapıyı belirlediğini söylerler.
  • Alt yapı ekonomik ilişkilerdir (BASİS).
  • Üst yapı hukuktur (ÜBERBAV).
  • Sınıfsal toplumsal yapı ve ekonomik ilişkiler (alt yapı) üst yapıyı etkiler ve hukuk gibi farklı yapılar üst yapıyı oluşturur.

Max Weber (Sınav Sorusu!)

    1. yüzyılda yaşamış Alman hukukçudur.
  • Yalnızca hukuk değil, metot ve sosyoloji konularında da çalışmıştır.
  • Temel inceleme nesnesi toplumsal eylemlerdir (topluma yönelik eylemler).
  • Toplumsal eylemleri dörde ayırır:
    • Amaç-rasyonel eylemler: Eylemlerin nesnel dünyaya ve diğer insanlara dair beklentileri vardır; amaçlara varmak hedeflenir.
    • Değer-rasyonel eylemler: Ortaya çıkan sonuçtan farklı değere varmayı hedefler; kişinin iç dünyasını ele alır.
    • Duygusal eylemler: Temel motivasyon duygulardır ve eylemler duygularla gerçekleşir.
    • Geleneksel eylemler: Uzun süredir devam eden alışkanlıklar sonucunda ortaya çıkar.
  • Amaç-rasyonel eylemi öne çıkarır ve hesaplanabilir olmasının önemini vurgular; toplumsal eylemi inceleyen kişinin öngörüde bulunabileceğini ve sonuçları bulabileceğini belirtir.
  • Modern Batı hukukunun ortaya çıkışını bu temelde açıklar.
  • Yöntembilimcidir ve toplumsal olayları açıklarken izlenen yöntemin önemini vurgular; değer, duygusal ve geleneksel eylemleri yorumlayıcı bir yaklaşımla ele alır.
  • Toplumsal olguların insanların faaliyetleriyle oluştuğunu ve insanların gerçekleri algılamasının önemli olduğunu söyler.
  • Toplumsal eylemlerin mutlaka açıklanabilir olduğunu savunur, sübjektif gözlemciden bahseder ve yorumlayıcı anlamayı benimser ancak belirli bir yöntemi izler.
  • Hukuku rasyonel bir kurum ve modern toplumun bir parçası olarak görür; meşruiyetini doğrudan kendisinden alır, uyulmadığında psikolojik ve maddi yaptırımlar uygulanır, dolaylı olarak ekonomiden pay alır, ancak doğrudan ekonomik çıkarlar ve ilişkilerin hukuku oluşturduğunu söylemez.
  • Ekonomik güçler ve ilişkilerin kanun yapımı ve hukuk düzenlemelerinde rolü olduğunu belirtir ve modern Batı toplumu dışında başka hukuk toplumlarının da var olduğunu ifade eder.
  • Hukuk yapma, hukuk normları oluşturmaktır; hukuk bulma ise uygulayıcıların maddi olaylara hukuku uygulamasıdır.
  • Hukuk yapma ve bulmanın iki çeşidi vardır:
    • Rasyonellik: Şekli anlamda rasyonellik, normun hangi uyuşmazlığa uygulanacağını belirler; maddi anlamda rasyonellik, hukuk uyuşmazlıklarının nasıl çözüleceğine ilişkindir.
    • İrrasyonellik: Uyuşmazlıklar rasyonel düşüncelere değil, mitlere vb. dayanmaktadır.
  • Rasyonel ve irrasyonel açıklamaları için hukukun sistematize edilip edilmediğini açıklar; hukuk sistemi tözsel rasyonel veya tözsel irrasyonel olabilir ve ideal tipler hukukun mantığını açıklar.
  • Geleneksel meşruiyette iktidar tipi, meşru ve bağlayıcı olan sisteme otorite denir; eski bir iktidar tipidir ve uzun yıllardır uygulanmaktadır; yaşayan topluluklara kabile denir ve meşruiyetlerini akrabalıktan alırlar; aile sahibi olmak otoriteye sahip olmanın yollarından biridir.
  • Duygusal/karizmatik otoritede eğitim vb. dikkate alınmaz ve kişisel duygular ön planda tutulur.
  • Hukuksal otorite yalnızca modernite koşullarında vardır.
  • Rasyonel hukuk düzeninde meşruiyet, kişilerin yönetici kişilerin kural koymasını onaylamasıyla sağlanır ve yönetenler de yönetilenler de hukuka bağlıdır.
  • Kapitalizmi ve hukuku açıklarken birbirlerine hem paralel hem de destekleyici olduklarını söyler ve Protestan ahlakından bahseder; Protestan ahlakı, kapitalizmin gelişmesinde rol oynar.

Leon Duguit

    1. yüzyılda yaşamış Fransız hukukçudur.
  • Hukuku incelerken ampirik verilerden yararlanır.
  • Sosyal bilimlerin konusunu toplumsal olaylar oluşturur; sosyal bilimler, bireyin eylemiyle ortaya çıkan kollektif tepkidir ve toplumsal yaşamın içinde yer almalıdır.
  • Toplumsal kurallar da toplumsal olayların bir parçasıdır.
  • Toplumsal kurallar ile toplumsal dayanışma arasında bir ilişki vardır; zorunlu olarak toplumsal kurallar ortaya çıkar ve toplumsal olaylar toplumsal dayanışmaya hizmet eder.
  • Hukuku toplumsal gerçeklik olarak ele alır.
  • Objektif hukuk kuralları gözlemlenebilirlik unsuru taşırken, sübjektif hukuk kuralları toplumsal dayanışmayla oluşmamıştır.
  • Ödev kavramını ele alır ancak hak kavramını kabul etmez.
  • Toplumsal kuralın varlığından söz edebilmek için toplumdaki bireylerin buna inanması ve uygulanmasına dair bir inancının olması gerektiğini savunur.
  • Toplumsal kural için bir yaptırımın olması gerektiğini ve sadece hukuk kuralı olmanın yeterli olmadığını, zaten uyulmadığı takdirde toplumun bir yaptırım uygulayacağını söyler.
  • Objektif ve sübjektif hukuk ayrımının toplumsal kurallarla ilgili olduğunu belirtir.
  • Toplumsal kural olabilmesi için toplumda bir bilinç olması gerektiğini ifade eder.
  • Adalet ve hak kavramını sübjektif hukuk kuralı olarak ele alır ve bunların metafizik şeyler olduğunu, gözlemlenemediğini ve sadece varsayım olduğunu belirtir.
  • Ödevi objektif hukuk kuralı olarak görür ve toplumsal dayanışmanın devamı için gerekli olduğunu savunur.
  • Hukuka işlevsel bir bakış açısıyla yaklaşır ve özgürlüğün, kişinin toplumsal yapıdaki ödevlerini yerine getirmesiyle ilgili olduğunu ifade eder.
  • Toplumların değişken bir yapısı olduğunu söyler ve doğal haklar yaklaşımını bilimsel bulmaz.
  • Devleti, ortak payda ve yöneticilerin denetlenmesiyle oluşan kamu hizmeti olarak tanımlar; toplumsal dayanışma üzerine kurulduğunu ve sadece politik değil, sosyolojik bir işlevi olduğunu söyler; hukuk ve devlet yaklaşımlarını birbirine yakın olarak açıklar.

Ehrlich

  • Hukuk sosyolojisinin temel ilkeleri üzerine bir kitabı vardır.
  • Hukuku yaşayan bir olgu olarak kabul eder; hukuk bilimini ve pozitif bilimi aynı doğrultuda görür.
  • Toplumdaki davranışların gözlemlenebilir olduğunu savunur.
  • Toplumsal birliklerden bahseder ve bunların heterojen yapıda olduğunu, toplumsal birlikleri meydana getiren şeyin ise toplumsal davranışlar olduğunu ifade eder; davranışların dışına çıkmak hukuka aykırılık teşkil eder ve aileler, kiliseler gibi yapılar toplumsal birliklere örnektir.
  • Davranış kurallarının hukuk normunu ortaya koyduğunu belirtir.
  • Sosyolog gibi toplumu inceler ve kaynak olarak hukuku ele alır.
  • Toplumsal birliğin aslında toplumsal bir olgu olduğunu ve toplumsal olgulardaki davranış kalıplarını incelediğini, insan davranışını otonom olarak ele almadığını savunur.
  • Toplumsal birlikteki düzenin, toplumsal davranış kurallarına uyulmasıyla sağlandığını ve bunun bir düzen olduğunu belirtir.
  • Mahkemelerin karar normlarını uyguladığını ve toplumun benimsediği şeyin hukuk normu olduğunu ifade eder.
  • Toplumsal birlikteki davranışlara hukuk normu demesinin amacının, eğer uyulmazsa toplumsal birlikteki düzenin bozulacağı düşüncesi olduğunu, tüm hukukun bu toplumsal hukuk olduğunu söyler.
  • Hukukun merkezine toplumsal olguları koyduğunu, ikinci katmanda ise yargı kararlarının yer aldığını belirtir.
  • Davranışın özellikleri şunlardır:
    • Algılanabilir olması
    • Davranış kurallarına aykırı olmaması
    • Dönüşebilir olması; kuralların zamanla değişebilmesi
  • Hukukun yaşayan bir olgu olduğunu ve yönteminin doğrudan toplumsal birlikteki davranış kurallarının gözlemlenmesi olduğunu, ampirik bir yöntem benimsediğini vurgular.

Teorik Hukuk Bilimi

  • Toplumda kabul görmüş davranış kurallarına hukuk normu denir.
  • Karar normları toplumsal davranış kurallarını etkileyebilir; karar normları ve toplumsal davranış kuralları uyuşabilir, ancak bunun nedeni karar normları değildir.

Pratik Hukuk Bilimi

  • İkinci bir önemi vardır.
  • Normlar düzeni ve iktidar tarafından ortaya konmuş yargı normlarını uygulamaktır; uygulanan normun sonucu karar normudur.
  • Karar normunun topluma bakan bir yönü yoktur.

Davranış Kuralları

  • Teamül: Belirli bir uygulamanın belirli bir zaman süresince devamlı ve istikrarlı bir şekilde uygulanmasıdır.
  • Hakimiyet: Birine tabii olmak, hak sahibi ve borç sahibi arasındaki ilişkidir.
  • Sahiplik: Herhangi bir şey üzerinde fiili olarak hakimiyet kurmaktır.
  • İrade beyanı: Genele yönelik olabileceği gibi, özele yönelik de olabilir.
  • Bu olguların var olduğunu ve hukukun bu olgulardan ortaya çıktığını belirtir.
  • Toplumsal normlardan çıkan olgular vb. her şeye hukuk normu demesi, kavramı çok genişletmiştir ve bu durum eleştirilmiştir; bilimsel faaliyet yaparken kavramın belirgin olması gerektiği, aksi takdirde kavramların daha muğlak bir anlama geleceği ifade edilmiştir.
  • Dört olgunun ancak hukukun girdileri olabileceğini, ancak Ehrlich'in bu dört olguyu tek başlarına hukukun kaynağı olarak gördüğünü ve her birini "yaşayan hukuk" olarak tanımladığını, hukuk kavramını her bir olguya yüklediğini belirtir.
  • Ehrlich, toplumu genellikle kusursuz bir düzen olarak ele almaktadır; yaşadığı dönemin şartlarına bakıldığında bu düşüncesi doğaldır.
  • Pozitif hukuk ve doğal hukuk karşıtlığında keyfiliğin olmaması, pozitivizmi ayıran önemli bir noktadır.
  • Pozitivizm tam anlamıyla belirliliği sağlamamaktadır; Ehrlich'e gelen eleştiriler belirlilik konusundadır ve ona göre her şey hukuk normu olabilmektedir; kavramın anlamını genişletip belirliliğini muğlaklaştırmaktadır.

Leon Petrazycki

  • Psikososyal gerçekliği sevgisel hukuk olarak ele alır.
    1. yüzyılda yaşamış bir hukukçudur.
  • Sezgi ve duyguya vurgu yapar ve anlam yükler; hukuku anlamada tümdengelim yöntemini kullanır, büyük önermelerle küçük önermelerin anlam kazandığını belirtir; tümevarım yönteminde hukuk teorisini açıklar.
  • Önceki düşünürlerden farklıdır; doğduğu yer ve etnik kökeni farklıdır.
  • Dogmatik hukuk yaklaşımını eleştirir.
  • Hukukun yürürlükteki yasadan farklı olduğunu söyler; örneğin sözleşmede iki tarafın olması ve içeriğin uygun düştüğü ölçüde istediklerini belirleyebilmeleri gibi, hukuku oluşturan şeyin temelde iç bakış yöntemi olduğunu ifade eder.
  • Kural oluşma hali vardır; toplumu inceler; bireyin daha ziyade bilinçsel sürecinin hukuk oluşumunda etkili olduğunu belirtir.

Sezgisel Hukuk

  • Sezgisel hukukta herhangi bir otoriteye gönderme yapılmaz, kişiden kişiye değişebilir.
  • Pozitif hukuku da sezgisel hukukun karşısında konumlar; ikisi de bireyin zihnindedir.
  • Sezgisel hukukun kaynağını bireysel yaşam koşulları, karakter, yetiştirme tarzı vb. olarak tanımlar.
  • Bireyi otonom bir varlık olarak görür.

Hukukun İşlevleri

  • Dağıtıcı işlemi vardır: Toplumsal faydayı sağlar.
  • Organizasyon işleri vardır: Düzene vurgu yapar; düzen anlamlı şeyler ortaya çıkarmalıdır; kendi içinde ikiye ayrılır:
    • Pedagojik işler: Kötücül duygusal eğilimlerin ortadan kaldırılması için eğitim alınması, iyi ve kötü bilincinin olması.
    • Motivasyon işleri: İyi ve kötü bilincine uygun şekilde davranılması için motivasyona ihtiyaç vardır.
  • Kötücül duygusal eğilimler ortadan kaldırılırsa daha iyi bir hukuk ortamı olacağını söyler; özellikle bencilliğin ortadan kaldırılmasını vurgular.
  • Hukuksal olguyu bireyde oluşan dürtüler olarak görür; hukuksal dürtülerle hareket edebilmek için kişinin kendi içindeki kötücül duygusal eğilimlerden kurtulması gerektiğini söyler; bencillik için ahlaksal dürtü denilebilir.
  • Psikolojik yöntemleri kullanmanın gerektiğini belirtir.
  • Hukuku sosyo-psikolojik olarak görür; hem toplumsal hem de psikolojik boyutunun olduğunu söyler.
  • Petrazycki'ye göre bir insan yalan konuştuğunda peşinden gelecek hukuki olayların seyrini değiştirebildiğini belirtir.

Studying That Suits You

Use AI to generate personalized quizzes and flashcards to suit your learning preferences.

Quiz Team

Related Documents

More Like This

Sociology of Law: Definition and Concepts
18 questions
Sociology of Law Definitions
18 questions

Sociology of Law Definitions

ExtraordinaryViolet avatar
ExtraordinaryViolet
Sociology of Law Chapter 1 Flashcards
44 questions

Sociology of Law Chapter 1 Flashcards

SensationalChrysoprase468 avatar
SensationalChrysoprase468
Use Quizgecko on...
Browser
Browser