Dentin Dokusunun Yapısı PDF
Document Details
Uploaded by MatchlessFibonacci1624
Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı
Doç. Dr. Fatma AYTAÇ BAL
Tags
Summary
Bu belge, dentinin yapısı ve özellikleri hakkında detaylı bilgiler sunmaktadır. Dentin, diş yapısının önemli bir parçasıdır ve diş sağlığı açısından büyük önem taşır. Belge, dentinin kimyasal bileşimini, histolojik özelliklerini, farklı dentin tiplerini ve dentin oluşum sürecini ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır.
Full Transcript
Dentin Dokusunun Yapısı Doç. Dr. Fatma AYTAÇ BAL Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Dentin mezenşimal bağ dokusundan menşei alan odontoblast adı verilen hücreler tarafından Dentin oluşturulur. 2 ...
Dentin Dokusunun Yapısı Doç. Dr. Fatma AYTAÇ BAL Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Dentin mezenşimal bağ dokusundan menşei alan odontoblast adı verilen hücreler tarafından Dentin oluşturulur. 2 Odontoblast sitoplazmik Odontoblastlar, hem dentin hem de pulpa dokusunun bir parçasıdır. Odontoblastların hücre gövdeleri pulpa odasında, uzun hücre uzantıları silindirik şekilli sitoplazmik hücre uzantıları ise mineralize dentin tübülleri içerisindedir. Bu odontoblastik hücre uzantıları nedeniyle dentin fizyolojik ve patolojik uyarılara reaksiyon gösterebilen canlı bir doku olarak kabul edilir. hücre gövdesi Odontoblast 3 4 5 Dentin, diş yapısının en geniş kısmını oluşturur. Dentin kalınlığı insizal kenarlarda ve kuspal yüksekliklerde servikal alanlara göre daha fazladır. Dentin kalınlığı koronal yüzeylerde 3-3,5 mm’dir. 6 Dentin, sarımsı beyaz renkte, ışığı yarı geçirgen özelliğe sahip sert bir dokudur. Genç bireylerde genellikle hafif sarımsıdır ve yaşla birlikte koyulaşır. Ağız sıvıları veya diğer irritanlara sürekli maruz kalındığında açık kahverengi veya siyah olur. 7 Mineden daha yumuşaktır fakat, kemik ve sementten daha serttir. Gelişme ve yapı bakımından kemiği andırır. Sertliği minenin ortalama 1/5’i kadardır ve bu sertlik mine-dentin sınırında pulpaya yakın kısımlara göre 3 kat daha fazladır. 8 Mineral içeriğindeki artışa bağlı olarak yaşla birlikte sertleşir. Sert, mineralize bir doku olmasına rağmen, sert ve kırılgan olan minenin aksine hafif deformasyonlara karşı koyabilir ve elastiktir. Mineye gelen kuvvetlerin minede kırılmalara sebep olmaması için mineye yastık görevi yapar. 9 Dentinin Kimyasal Yapısı Ağırlıkça %70 (75) inorganik materyal %20 organik materyal %10 (5) su Hacimce %45-50 inorganik materyal %30 organik materyal %20-25 su 10 Major inorganik bileşenler Minor inorganik bileşenler Dentinin Hidroksiapatit Florür İnorganik (Kalsiyum fosfat+ Kalsiyum Manganez hidroksit) Brom Yapısı Karbonat Bakır Magnezyum Altın Potasyum Krom Kobalt Demir Gümüş Çinko Selenyum Stronsiyum Tungsten Kurşun Dentinin Organik Yapısı Başlıca kondroitin sülfat, mukoproteinler, sialoproteinler ve kollajenden ibarettir. Ayrıca mukopolisakkaritler, proteinler, yağlar, sitrik asit ve büyüme faktörleri de bulunur. 12 Kollajen Diğer aminoasitler; Prolin Tyrosine Alanin Phenylalanine Organik kısmın %91-93’ ü Hydroxyproline Aspartik asit kollajendir. Valin Glutamik asit Kollajen 18 adet değişik Leucine Histidine aminoasitten oluşur. İsoleucine Lysine Aminoasitlerin 3/4 ünü glisin oluşturur. Methionine Hydroxylysine Kollagen fibriller 0.05-0.2 mikron Serine Arginine çapındadır. Threonin 14 Minede olduğu gibi dentinin yapısı da organik veya inorganik değil, organo-inorganik bir yapıdır. Bu nedenle yapının çözünebilmesi için önce tesir edecek asit çözeltilerinin uygun pH'da olmaları gerekir, böylece yapı organo-inorganik olmaktan çıkar, organik ve inorganik bir karışım haline dönüşür. Çürüğün başlangıcı bu olaydır. Dentin Dokusunun Başlıca Histolojik Yapı Elemanları Dentin İntertübüler kanalları Dentin dokusunu oluşturan dentin odontoblast hücreleri Bu hücrelerin uzantıları olan Tomes lifleri Dentin kanalları pulpa-dentin sınırından başlayıp mine-dentin sınırına kadar kesintisiz olarak bir S Dentin şekli çizerek uzanırlar. Kanalları Dentin kanallarının doğrultusu kronda hafif kıvrımlı iken; insizal kenarda, kasplarda ve kökte daha düzdür. 17 Kanal uçları mine-dentin birleşimine ve sement-dentin birleşimine diktir. Dentinin mine-dentin veya sement-dentin birleşimindeki yüzey alanı pulpa kavitesi tarafındakinden çok daha geniştir. 18 Dentin kanalları (tübülleri), tüm dentin boyunca, Dentin tübülleri mine-dentin veya sement-dentin birleşiminden pulpaya doğru uzanan küçük kanallardır. Kimyasal, bakteriyel, fiziksel, termal ve travmatik uyaranlar dentin kanalları vasıtasıyla pulpaya iletilirler. Dentin kanalları, odontoblastik uzantı (Tomes lifi) ve plazma sıvısı içeren dentin sıvısıyla (dentin lenfi) doludur. 19 Dentin kanallarının iç yüzeyini bir kılıf gibi kaplayan ve ışığı iyi geçiren dentin parçasına peritübüler (intratübüler) dentin adı verilir. Peritübüler dentinlerin arasında kalan ve daha az kalsifiye kısma intertübüler dentin adı verilir. 20 Peritübüler dentin yaş ilerledikçe kalınlaşır. Peritübüler dentin intertübüler dentinden daha fazla P mineralize olduğundan daha serttir. Peritübüler dentin asitlerle muamele edilince intertübüler dentinden daha çabuk çözünür. İ 21 Tomes lifi; dentin kanallarının içinde, gövdesi pulpanın çeperlerine sıralanmış olan odontoblast hücrelerine ait uzantılara verilen isimdir. Dentin lenfi; dentin kanallarının çeperi ve Tomes liflerinin arasında kalan aralığı dolduran, kalsiyum ve fosfata doymuş olan sıvıya verilen addır. 22 Dentin kanallarının mm² deki sayısı lokalizasyona göre 30.000-90.000 arasında değişir. Dentin kanallarının mm² deki sayısı; Mine-dentin sınırından pulpaya doğru ARTAR. Mine-dentin birleşiminde 15000/mm²-20000/mm² Pulpaya komşu bölgede 45000/mm² -60000/mm² 23 Kanal çapı; Mine-dentin sınırından pulpaya Dentin tübülleri mine -dentin sınırında doğru ARTAR. birbirlerinden uzaktır; pulpal yüzeyde ise birbirlerine daha yakındır. Mine-dentin birleşiminde 0,5-0,9 µm Pulpa yüzeyinde 2-3 µm 24 Dentin kanallarının duvarları arasında uzanan küçük yan kanallara ‘kanalikül’ denir. Kanalikül Kanaliküller içerisine uzanan yan ikincil dallar, komşu odontoblastik uzantıların yan uzantılarıyla iletişim halindedir. 25 Dentin kanalları mine-dentin sınırı yakınında bir haberleşme ve anastomoz ağı oluşturacak şekilde çok sayıda terminal dala ayrılır. (Rasckow Pleksusu) Mine-dentin sınırında hassasiyetin normale oranla daha fazla olmasından bu pleksusun sorumlu olduğu düşünülmektedir. 26 Odontoblastlar Pulpa dokusunun dentine komşu yüzeyinde yer almış unipolar hücrelerdir. Odontoblastlar ileri derecede diferansiye olmuş özel bağ dokusu hücreleridir. 27 Odontoblast iki ana bileşenden meydana gelir. Hücre gövdesi Hücre uzantısı 28 Hücre gövdesi; Hücre uzantısı; Mineralize olmamış dentin Predentin ve dentini aşıp matriksinin (predentin) alt dentin kanalcıklarının içinde komşuluğundadır. çeşitli mesafelere kadar uzanır. Hücrenin sentezden sorumlu Hücre bu uzantısı üzerinde kısmıdır. dentin dokusu ile iyon ve diğer maddelerin alışverişini yürütür. 29 Erken diferansiyel faz Odontablastik hücreler erken diferansiyel fazda yuvarlak ve küçüktür. Büyürken ve fonksiyona gelirken silindirik hal alırlar. Pulpa boşluğunun koronal kısmında sayıları fazladır, daha büyüktürler ve silindirik şekildedirler. Radiküler pulpada odontoblast hücreleri kübik, apikal bölgede ise ince ve yassıdırlar. 30 Kron pulpasında yer alan silindirik odontoblastlar, düzenli kanallar taşıyan dentin dokusu yaparlar. Apikal bölgeye yakın yer alan odontoblastlar ise; iyi histodiferansiyasyon göstermedikleri için, daha az sayıda kanal içeren dentin dokusu yaparlar. 31 Odontoblast hücre tabakasının dentine komşu yüzeyinde yer alan odontoblastlara aktif odontoblastlar adı verilir. Odontoblast hücre tabakasının pulpaya komşu olan ilk sırasında yer alan odontoblastlar ise inaktif odontoblastlar diye isimlendirilirler. Hücre organelleri ve endoplazmik retikulumdan fakirdirler. Aktif odontoblastların zarar görmesi durumunda inaktif odontoblastların dentin yapımı görevini üstlendiği ileri sürülmektedir. 32 Odontoblastlarda aktif dentin yapımı esnasında endoplazmik retikulum ve golgi aygıtı baskın oranda bulunur, mitokondri ve veziküllerin sayısı da yüksektir. Odontoblast hücrelerinin biçimi hücre aktivitesi hakkında bilgi verir; daha büyük hücrelerde sentezle ilgili kısımlar daha iyi gelişmiştir ve matriks sentezleme kapasitesi (kollagen sentezi ve dentinoid doku) daha fazladır. 33 Yaşam döngüleri boyunca işlevsel faz, geçiş ve dinlenme fazından geçerler. Odontoblastların ömrünün dişin ömrü ile aynı olduğu düşünülür, inaktivasyon ve yaşlanma odontoblastlarda organellerin kaybına ve hücre hacminde küçülmeye neden olur. 34 Bazıları pulpanın hacmi azaldıkça planlı hücre ölümü (apoptosis) ile yaşamlarını sonlandırırlar. Hastalık süreçleri, temelde diş çürükleri, odontoblastları öldürebilir; ancak eğer koşullar lehte olursa bu hücrelerin yerine kök hücrelerinden farklılaşan yeni odontoblastlar gelebilir. 35 Sıkı bağlantı Desmozomal bağlantı Aralıklı bağlantı Odontoblastlar arasında 3 tane bağlantı kompleksi bulunur: 1.Sıkı bağlantı 2.Aralıklı bağlantı 3.Desmozomal bağlantı 36 1. Sıkı bağlantı; hücrelerin etrafında kemer gibidir. Sıkı bağlantı Görevi hücrelerin, hücreler arası pozisyonlarını korumaktır. Bunun sayesinde dentinden pulpaya sızıntı önlenmiş olur. 37 2. Aralıklı bağlantı; odontoblastlar arasında elektriksel uyarıları ve küçük moleküllerin geçişini sağlar. Aralıklı bağlantılar yoluyla, stimülasyon sonucu bilgiler hücresel tabaka boyunca yayılır. Aralıklı bağlantı 38 3. Desmozomal bağlantı; hücreleri mekanik olarak birbirine bağlayarak yapışık bir katman meydana getirir. Desmozomal bağlantı 39 Dentin Lenfi Dentin kanallarının çeperi ve Tomes liflerinin arasında kalan, kalsiyum ve fosfata doymuş olan bir sıvıdır. Yapı olarak plazmayı andırır. 40 Dentin hacminin %22 sini oluşturan sıvılar arasında yer alır. Dentin lenfinin dentin duyarlılığına neden olduğu düşünülmektedir. Adeziv bağlanmasında önemli rol oynamaktadır. 41 Dentin lenfinin akışı pulpadan mine- dentin sınırına doğru ortalama 25- 30mm/Hg’dır. Dentin kanallarının diş kesimi, kavite açılması, dişin kırılması gibi herhangi bir nedenle açığa çıkması halinde; açığa çıkan dentin yüzeyinden dentin lenfi küçük damlacıklar halinde dışarı akar. 42 Owen Çizgileri Mineralizasyon sırasında oluşan değişikliklere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülen inkremental Owen oluşum çizgilerine Owen Çizgileri Çizgileri denir. Owen Çizgileri, minedeki Retzius Çizgilerine benzerler ve kendileri ile aynı zamanda oluşmuş olan Retzius Çizgileri ile mine-dentin sınırında kesişirler. 43 İntertübüler dentinde kollagen fibrillerden oluşan demetler görülür. 2 farklı şekilde adlandırılır: 1. VON EBNER 2. VON KORFF 44 Kollajen fibrillerin dentin kanallarına dik açı yapacak şekilde uzananlarına VON EBNER lifleridir. İnkremental Von Ebner çizgileri 45 Kollajen fibrillerin dentin kanallarına paralel uzananlarına ise VON KORFF lifleri adı verilir. Von Korff lifleri Odontoblast hücreleri 46 Von Korff lifleri gümüşle boyanınca siyah renk aldıkları için bunlara Argirofil Lifler de denir. Von Korff lifleri Odontoblast hücreleri 47 Mantle Dentin Primer Dentin Sirkumpulpal Dentin Sekonder Dentin Tersiyer Dentin (Tamir Dentin Tipleri Dentini, Reaktif Dentin, Düzensiz Sekonder Dentin) Sklerotik Dentin İnterglobular Dentin 48 Mine Ameloblastlar Mine-dentin birleşimi Odontoblastlar Dentin Pulpa 49 Primer Dentin Dişin ilk şeklini oluşturan dentin dokusu birincil (primer) dentin olarak adlandırılır. Dişin gelişimi sırasında, apeksin kapanışına kadar yapılan dentindir. Dişin sürmesinden 3 yıl sonra oluşumu tamamlanır. Dentin kanalları oldukça düzgün yapıdadır. Primer dentin iki tabakadan oluşur; ✓ Mantle dentin ✓ Sirkumpulpal(circumpulpal) dentin 50 Mantle Dentin Primer dentinde yer alan mine-dentin sınırında oluşan ilk dentin tabakasıdır. Dentinin mine dokusuna yakın olan en dış tabakasıdır. Yeni diferansiye olmuş odontoblastlar tarafından oluşturulur ve ortalama 150 mikrometre genişliğindedir. 51 Sirkumpulpal (Circumpulpal) Dentin Mantle dentinin altında yer alır ve pulpaya doğru uzanır. Mantle dentinin oluşumu sağlandıktan sonra odontoblastlar küçük farklılıklarla sirkumpulpal dentin yapımına devam eder. 52 Dentinin büyük kısmını kaplar ve mantle dentinden daha çok mineralize bir dokudur. Sirkumpulpal dentinin en büyük özelliği yüksek mineralizasyonla ilişkili, yüksek fosforilizasyon özellikli fosfoprotein içermesidir. 53 Mantle dentin Sirkumpulpal dentin 1-Mine-dentin sınırında odontoblastlar 1- Mantle dentin oluşumundan sonra tarafından oluşturulan ilk dentin odontoblastlar tarafından pulpa etrafında oluşturulan dentin 2- Dentinin mine dokusuna yakın olan en 2- Dentinin pulpa dokusuna yakın olan dış tabakası tabakası 3-Dentinin az bir kısmını kaplar,150 3- Dentinin büyük kısmını kaplar mikrometre genişliğindedir. 4- Daha az mineralize yapıya sahip 4- Daha çok mineralize yapıya sahip 5-Mine- dentin sınırına dik uzanan kalın 5-Dentin yüzeyine parallel uzanan ince kollagen lifler kollagen lifler 6- Odontoblastlar ve dental papilladan 6-Odontoblastlardan gelişen ana madde gelişen ana madde 54 7-Linear kalsifikasyon 7-Globular ve linear kalsifikasyon Sekonder Dentin Dişin gelişiminin tamamlanmasından sonra çok daha yavaş bir tempo ile hayat boyu yapılan dentin, sekonder dentin adını alır. Sekonder dentin diş oklüzyona gelince oluşmaya başlar ve ömür boyu devam eder. Sekonder dentinin oran ve miktarı bireyler arasında farklılık gösterir. 55 Sekonder dentinde, kanalların yönleri primer dentindeki gibi düzenli değildir. Düzenini kaybeden kanallar yüzünden primer ve sekonder dentin sınırı fark edilebilir, primer ve sekonder dentin arasındaki bu fizyolojik yapıya demarkasyon hattı adı verilir. Sekonder dentin, pulpa kavitesinin her yüzünde oluşur, ancak çok köklü dişlerin pulpa odasının taban ve tavanında, yan duvarlara göre daha kalın olma eğilimindedir. 56 Predentin Sekonder dentinin veya henüz sekonder dentin oluşmamış ise, primer dentinin pulpaya komşu olan yüzünde yer alan tam kalsifiye olmamış tabakaya predentin denir. Dentin Predentin Pulpa 57 Dentin kanalları predentinde de kesintisiz olarak devam ederler. Bu tabakaya dentinoid tabaka da denir. En son oluşan dentin tabakası her zaman pulpa yüzeyindedir. Predentin 10-30 µm kalınlığındadır. 58 Reperatif/Tersiyer Dentin (Tamir Dentini) Sekonder dentin yapımı devam ederken şiddetli bir dış uyaran (bazı operatif işlemler, diş çürüğü, travma, erozyon, atrizyon, abrazyon gibi) varlığında o alanda lokalize veya çok geniş bir alanda dentin yapımı hızlanır. Odontoblastlar tarafından daha hızlı yapılan bu dentine, tersiyer dentin veya tamir dentini adı verilir. 59 Eğer hasar şiddetliyse kesilen fibriller (odontoblast uzantıları) ilgili odontoblastla birlikte canlılığını yitirir. Yaklaşık 15 gün içerisinde, mezenşimal pulpa hücrelerinden yeni odontoblastlar farklılaşır ve bu yeni oluşan odontoblastlar tarafından tamir dentini yapılır. Tersiyer dentin 60 Tamir dentininin diğer isimleri: aselüler irrregular, sekonder irrregular, reparatif, irritasyon, reaktif, response (cevap), reaksiyonel dentin Tamir dentini, genelde mekanik diş preparasyonu sırasında pulpaya yaklaşık 1,5 mm mesafeye kadar yaklaşıldığında oluşur. Pulpa odası duvarında yalnız hasarlı alanla sınırlı kalan tamir dentini, uyarının başlangıcından yaklaşık 1 ay sonra mikroskobik olarak görünür duruma gelir. 61 Yapısal ve kimyasal olarak birincil ve ikincil dentinden farklıdır, dentin kanal sayısı az, çapları dar ve düzensizdir. Yüksek oranda kanalsız yapıda olması nedeniyle çoğu irritandan etkilenmez. Kanal sayısının azlığı dolayısıyla bakteri istilası çok defa tamir dentini sınırında sona erer, bu yüzden bu dentine, Koruyucu Dentin adı da verilmiştir. Tersiyer dentin 62 Tamir dentini oluşumuna neden olan faktörler; A. Fizyolojik faktörler C. Diğer faktörler: 1. Oklüzal atrizyon 1. Kalsiyum hidroksitin alkali pH 'sı 2. Fraktürler 3. Erozyon 2. Kompozit rezinlerde polimerize olmamış monomerler 4. Abrazyon 3. El veya mekanik kondensasyon basıncı 5. Yaşlanma 4. Isı iletimi 5. Mikrosızıntı B. Patolojik faktörler: 1. Çürük 2. Periodontal hastalık 3. Orofasial enfeksiyonlar 4. Diş dokularının kesilmesi sırasında kullanılan aletlere bağlı olarak gelişen travma 63 Dead Tracts (Ölü Alanlar) Tamir dentini oluşurken uyaranın olduğu bölgelerde odontoblast hücreleri ve uzantıları canlılığını kaybettiğinde odontoblast uzantıları dejenere olurlar. Dentin kanalları içindeki boşluk ışık mikroskobuyla bakıldığında siyah renkte görünür. Dentinde görülen bu alanlar ölü alanlar (dead tracts) olarak adlandırılır ve dentinin dış yüzeyinden pulpaya kadar uzanır. 64 Sklerotik Dentin Sklerotik (sert) dentin yaşlanmaya ya da orta düzeydeki irritanlara (yavaş ilerleyen çürük) bağlı olarak meydana gelir. Odontoblastlar ve uzantıları dejenerasyona uğrar, dentin kanallarının içi, mine-dentin sınırından başlayarak pulpaya doğru kanalları tıkayacak Sklerotik şekilde kalsifiye materyalle dolar (intratübüler dentin kalsifikasyon). 65 Peritübüler dentin, mine-dentin sınırından pulpaya doğru ilerleyen kalsifiye materyalin kanallara dolmasıyla genişler. Kanallar önce daralır, sonra tamamıyla tıkanır. Bu alanlar daha sert, daha yoğun, daha az duyarlı ve daha az geçirgen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle pulpayı irritasyonlardan koruyabilir. A - Çürük dentin B - Sklerotik dentin E - Pulpa F - Mine defekti G - Tersiyer dentin Dentin kanalı 66 Peritübüler dentin Fizyolojik dentin sklerozu; yaşlanmaya bağlı oluşan sklerozdur. Reaktif dentin sklerozu; orta düzeyde irritanlarla meydana gelen sklerozdur. Reaktif dentin sklerozu, radyografik olarak daha radyoopaktır ve S formunda kanalların oluşumu ile izlenebilir. Sert, koyu renkli ve temizlenebilen bir yüzeydir. 67 İnterglobular Dentin Dentinde kalsifikasyon küçük kürecikler şeklinde başlar, sonra bu kalsifikasyon küreleri birleşerek homojen ve kalsifiye olmuş bir dentin meydana getirir (Globular dentin). Dişin kron kısmında mineye yakın bölgelerde kalsifikasyon kürelerinin birleşmesinde bir değişme olur ve normal mineral içeriğine sahip küreler arasında daha az kalsifiye olmuş alanlar kalır. Bu alanlar mikroskopta boş gibi görünürler. Bunlara Czermak Boşlukları veya İnterglobuler Dentin denir. 68 İnterglobular dentin histolojik kesitte dişin kron kısmında mine dentin sınırına yakın kısımda siyah boşluklar olarak görünür. Genellikle, mantle ve sirkumpulpal dentin arasında bulunur. Bu alanda dentin kanalları kesintisiz olarak devam eder ve sanıldığı gibi boş değildir. 69 İnterglobüler dentin bütün dişlerde bulunduğu için patolojik değil, fizyolojik bir oluşumdur. Fonksiyonu kesin bilinmemektedir. Dentin kanalları vardır ama peritübüler dentin bulunmaz. D vitamini eksikliğinde ve fazla flor alınması durumlarında bu alanlar daha çok gözlenir. 70 İnterglobüler dentin çok daha küçük boyutlarda kök dentininde de bulunur. Semente yakın ve tanecikler şeklinde görülen bu tabakaya Tomes'un granüler tabakası adı verilir. Tomes'un granüler tabakası 71 Mantle Primer Sekonder Predentin Mine dentin dentin dentin Pulpa Sirkumpulpal dentin Mine-dentin Odontoblast birleşimi Odontoblast uzantıları 72 73