Jack London'dan Seçme Hikayeler

Jack London'dan Seçme Hikâyeler

• Kitap, Jack London'ın seçilmiş hikâyelerinden oluşuyor ve Mustafa Yıldırım tarafından İngilizce aslından çevrilmiş.
• Kitap, Ötüken Neşriyat A.Ş. tarafından yayınlanmıştır.

Jack London

• 1876'da San Francisco'da doğmuştur.
• Müzik öğretmeni bir anne ve astrolog bir babanın oğluydu.
• Gençliğinde ağır işlerde çalışmış, denizcilik deneyimi kazanmıştır.
• 1896'da Berkeley Üniversitesine girmiş, ancak bir yıl sonra ayrılmıştır.
• Popüler dergi yayıncılığının revaçta olduğu bir dönemde kısa öyküler yazmıştır.
• Başlıca romanları arasında Vahşetin Çağrısı (1903), Beyaz Diş (1906), Demir Ökçe (1908) ve Martin Eden (1909) bulunmaktadır.

Mustafa Yıldırım

• 1939'da Erzurum-Narman'da doğmuştur.
• İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.
• İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Tercüme Bölümüne devam etmiştir.
• İngiltere'de ve Almanya'da dil eğitimi almıştır.
• Ötüken Neşriyat A.Ş.'nin kurucularından olup yönetim kurulu başkanlığını yapmıştır.

Önsöz

• Jack London'ın asıl adı John Griffith Chaney'dir.
• 1916'da Glen Ellen'de 40 yaşında ölmüştür.
• 14 yaşında okulu bırakıp çalışmaya başlamıştır.
• Darwin, Marx ve Nietzsche'den etkilenmiştir.
• 1894'te Berkeley Üniversitesine girmiş, bir yıl sonra Alaska'daki altın madeni arayışlarına katılmıştır.
• Alaska macerası yazarlık deneyimi kazandırmıştır.
• 1900'de Kurdun Oğlu adlı kitabı yayınlamıştır.
• Para kazanmayı edebi şaheser yaratmaya tercih etmiştir.
• Eserleri, 1920'lerden sonra popülerliğini yitirmiş, 1950'lerde yeniden ilgi görmüştür.
• Irkçılıkla suçlanmış, ancak sonraları ırkçılığın toplumların çocukluk hastalığı olduğunu belirtmiştir.
• Bazı eserlerinde intihal yaptığı iddia edilmiştir.
• Birinci Dünya Savaşı sonrası popülerliğini yitirse de, sosyalist fikirleri nedeniyle yeniden rağbet görmüştür.
• Küçük hikâye formunda başarılıdır ve Vahşetin Çağrısı ile Beyaz Diş en dikkat çeken eserlerindendir.
• "Ateş Yakmak" adlı hikâyesi, insanın doğa karşısındaki çaresizliğini anlatmaktadır.
• Seçmelerdeki ilk dört hikâye, kuzeyin eski kültürü ile Batılıların çatışmasını ele almaktadır.
• Sonraki iki hikâye, insanın zorluklar karşısındaki mücadelesini konu alan örneklerdir.
• Son iki hikâye, "Altına Hücum" dönemini çağrıştıran maceraları anlatmaktadır.

Kuzey'in Ormanlarında

• Tundralar, Kuzey Kutup Bölgesi'nin berbat arazileri olarak tanımlanır.
• Avery Van Brunt, haritalardaki beyaz boş alanları doldurmayı amaçlar.
• Avery Van Brunt, Jeoloji Araştırma Profesörü A. Van Brunt'ın araştırma seferinin ikinci başkanıdır.
• İki Kanadalı-Fransız rehber ve Manitoba yerlileriyle birlikte yolculuk yapmaktadır.
• Köyün boşaltıldığı, yerlilerin şaşkınlıkla kümelendiği görülür.
• Van Brunt, köylülerle barış işareti yapar.
• Deri giyimli bir adamla karşılaşır, adamın kendi soyundan olduğunu fark eder.
• Adam, beş yıldır bölgede olduğunu söyler.
• Adamın adı Fairfax'tır ve Smoke Dağları'nda kaybolmuştur.

İhtiyarlar Çetesi

• Hakkında ölüm cezası istenen yaşlı bir adam yargılanmaktadır.
• Yaşlı Imber, Whitefish Irmağı yöresinin yerlilerindendir.
• Kara ve deniz soyguncularına karşı Anglosakson yasaları uygulanmaktadır.
• Imber'in davasında yasaların yetersiz kalacağı düşünülmektedir.
• Imber'in çok sayıda insanın ölümüne sebep olduğu rivayet edilmektedir.
• Öldürülenlerin tamamı beyaz adamdır ve öldürmeler amaçsız görünmektedir.
• Imber'in Dawson kentine teslim olmaya gelmesi gizemlidir.
• Imber, Yukon Nehri'nden ana yola tırmanarak gelir ve bir kereste yığını üzerine oturur.
• Küçük Dickensen, Imber'i Halbrook and Mason Firmasının ofisinin karşısında görür.
• Dickensen, Imber'in oturduğu yerde hareketsiz durduğunu fark eder.
• Dickensen, Imber'in sakin bakışlarla işgalci Saksonları inceleyen bir bilge olduğunu düşünür.
• Dickensen, İmber'in kalabalık cadde ortasında donup ölen adamı hatırlatmasıyla tüyleri diken diken olur.
• Dickensen, Emily Travis ile karşılaşır ve daha sonra İmber'in yanlarına geldiğini fark eder.
• İmber, Emily Travis'i dikkatle inceler ve Emily Travis'e döndükten sonra bir şeyler söyler.
• İmber, Beyaz adamların şefi ile görüşmek istemektedir.
• İmber, Beyaz halkın beyaz adamlarını, beyaz kadınlarını ve çocuklarını öldürdüğünü ve ölmek istediğini söylemektedir.
• Atlı polis, İmber'in ne istediğini sorar Geniş omuzlu, geniş göğüslü, bacakları yana doğru açıktır sağlam yapılı, genç bir adamdır, uzun boylu İmber'e yarım baş yüksekden bakmaktadır.

Beyaz Adamın Yöntemi

• Hikâyedeki karakterler İhtiyar Ebbits ve karısı Zilla'dır.
• Konuk, geceyi kulübede geçirmek istemektedir.
• İhtiyar Ebbits uykulu ve anlamsız bakışlarla karşılarken Zilla suratını ekşitir.
• Zilla sivri dilli ve acımasız bir kocakarı olarak tanımlanır.
• İhtiyar Ebbits'in gözlerinde seyrek zekâ parıltıları belirir.
• Her beş dakikada bir Ebbits hafiften iniltiler çıkarır.
• Kızartma tavasındaki geyik etinin cızırtısı Ebbits'in burun deliklerini seğirtir.
• Zilla daha hızlı sallanır ve tiz bir şekilde acısını seslendirir.
• Ormancılara mahsus özen ve dikkatle kibrit çakılır.
• Yaşlı, uykulu gözlerinin ardındaki düşünceye daha sıkı sarılır.
• Ciddiyetle konuşur ve beyaz adamın kör olmadığını, her şeyi farklı biçimlerde yaptığını belirtir.

Hayatın Kanunu

• İhtiyar Koskoosh, kulak kesilmiş dinliyor, ancak dünyanın işleriyle pek ilgilenmiyor.
• Torunu Sit-Cum-To-Ha'nın sesini duyuyor.
• Sit-Cum-To-Ha, Koşumları bağlarken tiz sesiyle köpekleri azarlıyordu.
• Kamp toparlanmak zorunda; uzun bir yolculuk onları bekliyordu.
• Torunu yaşamın gerekleri çağırıyordu.
• Kendisi ise şu anda ölümün eşiğindeydi.
• Son kez oğlunun sesini duyuyor olabilirdi.

Ateş Yakmak

• Yukon Nehri üzerindeki ana yoldan sapıp yamaca tırmanmaya başladığında gün soğuk bir griye dönmüştür
• Sıfırın altında altmış derece, donma noktasının seksen derece altı demekti. Bu gerçek, onda havanın soğuk ve rahatsız edici olduğu izlenimini bırakıyordu, hepsi bu.

Bir Dilim Biftek

• Tom King, son lokma ekmeğiyle tabakta kalan soslu hamur parçalarını silip süpürdü, ağzına attığı bu son lokmayı yavaş ve dalgın bir şekilde çiğnedi.
• Ringlere yıllarını vermiş ödül dövüşçülerine özgü, canavarca boğuşmaların artırıp belirginleştirdiği bütün izleri taşıyan bir yüz.
• Tom King ikinci sınıf kulüplerde dövüşen yaşlı bir adamdı, esnafın ona kredi açmasını bekleyemezdi.
• Avustral- aya'da kuraklık vardı o yıl, zor zamanlardı, en basit günlük bir iş bulmak bile zordu
• Gayety Kulübü'nün sekreteri ona üç pound avans vermiş, maçı kaybedenin alacağı ödül kadar, fazlasına yanaşmamıştı.

Kahverengi Kurt

• Evden çıktığında kocası yeni açmış badem çiçekleri arasında merak içinde onu bekler görünüyordu. Araştırıcı bakışlarla, yüksek otlar üzerinden meyve ağaçlarının çevresine göz gezdirdi.
• Mitolojideki Orfe'yi düşün,” diye sözünü kesti. “Ben de tam sokak satıcısı gibi diyordum,” diye sözünü bitirdi.
• Tartışmasız biçimde köpek olduğunu ortaya koyuyordu. Onun renginde bir kurt olamazdı. Kahverengiydi, koyu kahverengi. Sırtının ve omuzlarının bu tatlı kahverengisi, yanlara doğru biraz açılıyor, karın kısmında sarıya çalıyordu, kahverengi ile karışık kirli bir sarıya.
• Yazdığı bir sonattan aldığı bedeli ödeyerek onu Oregon'dan getirttikten sonra eve dönme içgüdüsü diyordu Irvine buna.

Bir Günlük Konaklama

• John Messner, eldivenli ellerinin biriyle koşum sırığına asılarak kızağı patika üzerinde tutmaya çalışıyor, öbür eldivenli eliyle de çenesini ve burnunu kaşıyordu
• Böyle soğuk bir havada ancak aptalın biri yolculuğa çıkar. Eğer eksi 62 °C değilse bu, eksi 61 °C olduğu içindir."
• Köpekler nehrin üzerindeki bir deliğin yanında durmuşlardı. Bir çatlak değil de insan eliyle açılmış buz üzerinde üç buçuk ayak genişliğinde, balta darbeleriyle uğraşılarak açılmış bir delikti
• "Buralarda başka bir kulübe var mı diye bakınıyorduk,” dedi, bir yandan da kulübenin çıplaklığını inceliyordu.